Kalk Bi Dopamin Demle - Kitap İnceleme
- Birol SAĞLAM
- 18 Eki
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 12 Kas

“Kalk Bi Dopamin Demle” Serkan ve M. Ali Karaismailoğlu
Kalk Bi Dopamin Demle kitabının yazarları Dr. Serkan Karaismailoğlu ve Dr. M. Ali Karaismailoğlu, nörobilim ve tıp alanındaki birikimlerini herkesin anlayabileceği sade bir dille okuyucuya aktaran iki bilim insanıdır.
Dr. Serkan Karaismailoğlu, biyoloji alanında lisans, fizyoloji alanında yüksek lisans ve doktora derecelerine sahiptir. Akademik kariyerini sürdürürken aynı zamanda beyin, cinsiyet ve davranış ilişkilerini ele alan popüler bilim kitaplarıyla tanınmıştır. “Kadın Beyni Erkek Beyni”, “Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum” ve “Mater Serisi” adlı eserleriyle geniş bir okur kitlesine ulaşmıştır. Bilimsel bilgiyi günlük yaşamla birleştiren anlatımıyla dikkat çeker.
Dr. M. Ali Karaismailoğlu ise Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunudur ve aktif olarak hekimlik yapmaktadır.
“Kalk Bi Dopamin Demle” Kimler Okumalı

“Kalk Bi Dopamin Demle”, beyninin nasıl çalıştığını, dopaminin yaşam motivasyonu üzerindeki etkilerini ve modern çağın bağımlılık tuzaklarından nasıl kurtulabileceğini anlamak isteyen herkes için yazılmış bir kitaptır.
“Kalk Bi Dopamin Demle" Konusu ve Kısa Özet
Kalk Bi Dopamin Demle, beynimizin ödül ve dopamin sistemini anlaşılır bir dille anlatan bir kitaptır.
“Kalk Bi Dopamin Demle”, insan beyninin dopamin devrelerini hem bilimsel hem de yaşam odaklı bir perspektifle ele alarak okuyucunun kendi motivasyon ve mutluluk mekanizmalarını anlamasına yardımcı oluyor.
Kitap insan davranışlarını yönlendiren arzuların ve motivasyonların dopaminle nasıl şekillendiğini açıklarken, modern dünyanın neden bizi sürekli haz arayışına sürüklediğini de açıklıyor. Kitap, dopamin dengesini koruyarak daha bilinçli, tatmin dolu bir yaşam sürmenin yollarını mizahi ve sade bir dille sunuyor.
Genellikle “mutluluk hormonu” olarak bilinen dopaminin, aslında motivasyon, öğrenme, bağımlılık ve karar verme gibi birçok süreçte kritik bir rol oynadığını; sosyal medya, dijital platformlar ve modern yaşamın dopamin dengemizi nasıl bozduğunu örneklerle açıklıyor. Kitap, dopaminin beyin ve vücuttaki rolünden yola çıkarak, bağımlılık döngülerini kırmak, dopamin yönetimini dengelemek ve daha tatmin edici bir yaşam kurmak için pratik öneriler sunuyor. Akademik bilgiyi günlük yaşam örnekleriyle harmanlayan kitap, nörobilim, mutluluk ve motivasyon arasındaki ilişkiyi herkesin anlayabileceği bir dille aktarıyor.
“Kalk Bi Dopamin Demle” Ana Fikri
Kalk Bi Dopamin Demle; “gerçek huzur ve mutluluğa, beynimizdeki ödül ve motivasyon sistemlerini yöneten temel kimyasal dopaminin etkilerinin farkında olmak ve bu sistemi bilinçli davranış ve alışkanlıklarla dengelemek suretiyle ulaşılabilir” ana fikrini savunmaktadır.
“Kalk Bi Dopamin Demle” Kitap Temel Çıkarımları
1. Beynin evrimsel çalışma mantığı tümüyle istek, arzu ve motivasyonun tek enerji kaynağı dopaminin etrafında kurulmuştur. Arzular farkındalıkla yönetilmezse dopamin yarardan fazla zarar verir.
Modern dünyada dopamin sürekli uyarılır (sosyal medya, tüketim, kolay hazlar). Farkındalık olmadan bu uyarılara kapılırsak, dopaminin bizi motive etmesi yerine tatminsizlik, bağımlılık ve huzursuzluk yaratır. Özetle, dopamini kontrol edemezsek zarar verebilir.
2. Mutlu bir yaşam dopamin sistemini anlamak ve yönlendirmek suretiyle elde edilir.
Dopamin düşman değildir; onu anlamak ve doğru amaçlara kanalize etmek gerekir.
3. Modern dünya, beynimizin dopamin sistemini sürekli manipüle ediyor.
Sosyal medya, reklamlar ve bildirimler dopamin düğmemize sürekli basıyor. Bu yüzden dikkat, zaman ve tatmin duygumuz sömürülüyor.
4. Dopamin zirveye çıktığında kısa süreli haz verir, ardından düşüş yaşanır; dengeli bir dopamin düzeyi ruhsal huzurun anahtarıdır.
Dopamin patlaması kısa sürer, ardından gelen düşüş moral bozukluğuna yol açar. Zirveden sonra sabırla beklemek dengeyi yeniden kurar.
5. Dopamin yeniliğe yöneliktir ve elde edilen haz kısa sürer; minnettarlık ve şükretmek, dopamin döngüsünü olumlu kullanmanın yoludur.
Şükretmek, sahip olduklarının değerini fark etmektir. Bu, dopamin döngüsünü yavaşlatır ve huzuru derinleştirir.
6. Bilinçli farkındalık, dopamin devreleri üzerindeki kontrolümüzü güçlendirir; prefrontal korteks, otomatik haz arayışını yönetmekte kritik rol oynar.
Dürtülerine teslim olmak yerine “şu anda gerçekten buna ihtiyacım var mı?” sorusunu sormak, dopaminin seni yönetmesini engeller.
7. Dopamin kaynaklarını bilinçli ve sabırlı kullanmak gerekir; hazın değerini anlamak için aşırıya kaçmamak ve haz kaynaklarını birleştirmemek önemlidir.
Aynı anda birden fazla haz yaşamak dopamin sistemini bozar; tek bir şeye odaklanmak uzun vadede daha fazla tatmin sağlar.
8. Yaşanan acı arzuya, arzunun şiddeti ulaşılan hazza bir anlam verir.
Haz, tek başına sürekli ve sınırsız olarak tüketildiğinde değerini kaybeder; gerçek anlam ve tatmin duygusu, arzu, bekleyiş veya eksiklikten kaynaklanan hafif bir “acı” deneyimlendiğinde ortaya çıkar. Yani, hazın kıymeti, yokluk, sabır ve çabanın yarattığı gerilimle ölçülür.
9. “Belki” demek, başkalarının dopaminini sabote etmektir.
“Belki” kesinlik taşımayan bir cevaptır ve belirsizlik, karşı tarafta sahte dopamin beklentisi yaratır. Beklenti gerçekleşmediğinde salgılanan dopamin sıfır olacağından tam bir hayal kırıklığı oluşur. Netlik, hem senin hem karşındakinin zihinsel dengesini korur.
10. Hayallerinden kimseye bahsetme.
Hayallerini anlatmak beynine ödül hissi verir ve motivasyonunu azaltır. Enerjini konuşmaya değil, eyleme yönlendir.
11. En güzel dopamin yeterince özlenmiş dopamindir.
Sürekli haz peşinde koşmak dopamin sistemini körleştirir. Bazen sıkılmak, özlemek ve beklemek yeniden duyarlılık kazandırır.
12. Dopamin orucu tut. Belli bir süre hazdan uzak kalmayı alışkanlık haline getirmeliyiz.
24 saatlik bir “haz detoksu” zihinsel berraklık sağlar. Sessizlik, sıkıcılık ve sade aktiviteler beynini yeniden dengeler.
13. Başarıyı değil, çabayı ödüllendir.
Dış motivasyon (ödül, beğeni, para) kısa ömürlüdür. İç motivasyon (ilgi, anlam, merak) kalıcı dopamin üretir.
14. Gerçek dopamin kaynağı insan ilişkileridir. Yakın ilişkiler ve sosyal bağlar, dopamin kaynaklarının en önemlisidir; minnettarlık ve yardımseverlik mutluluğu artırır.
Harvard’ın 85 yıllık araştırmasına göre mutluluğun temeli para veya statü değil, sağlıklı sosyal bağlardır.
15. Minnet ve yardımseverlik mutluluğu kalıcı kılar.
Başkalarına iyilik yapmak, dopamin sistemini dengeler; bu, hem psikolojik hem biyolojik bir ilaç gibidir.
16. Bağımlılıktan kurtulmak farkındalıkla başlar.
Cep telefonunu yatağa sokmamak bile dopamin devrelerinde küçük ama güçlü bir devrimdir.




Yorumlar