Dünya adeta krizden krize koşuyor… Her köşeden her saniye yıkıcı bir haber geliyor. Salgın hastalıklar, savaşlar, tabi afetler, açlık, kadın ve çocukların şiddete maruz bırakılması…. Sanki devamlı altına odun atılan bir cadı kazanındayız. Krizlerin bir diğerini tetiklediği, kendimizi yeni duruma uyarlamaya zaman bulamadan yenisinin içine saplandığımız bir zaman diliminde yaşıyoruz.
İklim krizine bir an önce çare bulmamız gerekiyor; salgın hastalıkları, obeziteyi ve kötü beslenmeye dur dememiz; tarım alanlarını korumamız, artan ruh sağlığı sorunlarına (tükenmişlik, madde kullanımı, anlam kaybı nedeniyle ortaya çıkan intihar ve varoluşsal keyifsizlik) çözümler bulmamız gerekiyor. Yani kısaca dünyamızı yok olma tehdidinden bir an önce (Çünkü zaman azalıyor) kurtarırken sakinlerini de sağlıklı ve huzurlu yaşama yönlendirmemiz aklın ve bilimsel yaklaşımın gereği. Bunların yanında ırkçılık, savaşlar, ekonomik sömürü, teknoloji bağımlılığı, sosyal medyada istismar ve nefret, politikacıların kitleleri nefret söylemleri ile düşmanlaştırması ve boş nutuklarla istismar etmesi gibi konular da var ki, hepsi yaşamlarımızı ve geleceğimizi tehdit ediyor.
Frederic Lenoir’in “Öngörülemeyen Bir Dünyada Yaşamak” kitabının önsözünde belirttiği gibi günümüzde yaşanan krizler sistemsel ve tüm krizler dizginlerinden boşanmış küreselleşme ortamında aynı tüketim mantığı ve kar maksimizasyonu anlayışıyla birbirine bağlı. Gerçek çözüm, yine yazarın belirttiği gibi mevcut mantığı değiştirmek…
Fakat bunu kısa vadede yapmak mümkün değil, siyasi bilinç ve kararlılık gerektiriyor; bu da şu anda yok… Bununla birlikte, dünyanın bir bölümünde sıradan insanlar arasında farkındalığın daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bazı gelişmiş ülkelerde yaşadığımız krizlere karşı tepkisel bir arayış olarak 1980’lerde tomurcuklanan, son yirmi yılda ise giderek kitleselleşen bazı akımlar güç kazanmaya başladı. Geniş kitleler, teknoloji ve örgütlenme imkanlarını kullanarak söz konusu üç akım/hareket çevresinde kümelenerek inisiyatif geliştiriyorlar. Bunlar;
*Yaşamsal sorunlara karşı insanın zihnini hedef alan Modern Stoa Akımı,
*Obezite, sağlık sorunları ile artan nüfusun beslenmesi için tarım alanlarının etkin kullanılamamasına karşı Vegan/Bitkisel Beslenme Hareketi,
*Dünyamızı gelecek nesillere yaşanabilir halde devretmeyi, ekosistemi korumayı amaçlayan İklim ve Çevre Hareketi.
Bloğumda üzerinde kafa yormamıza değeceğini düşündüğüm bu konularda yazılar bulacaksınız. Yazılarım kendi yaptığım araştırmalara, bu araştırmalar sonucunda ulaştığım yargılara dayanmaktadır.
Bu bloğun amacı; kendimiz için daha sağlıklı bir bugün, Dünya için daha güzel bir yarın yaratabilmek saikiyle düşünce alıştırmaları yapmaktır.
Son söz olarak, bitkisel beslenmenin ve stoacı yaşam felsefesinin işe yaradığını söylemekten kıvanç duyuyorum.
Blog Politikası Hakkında
Bu bloğu tümüyle kendim hazırlıyor ve yönetiyorum. Yazılarıma gelen yorumların hepsini okuyorum ve yanıtlamaya çalışıyorum.
Bloğumda öne sürdüğüm fikir ve düşünceler doktor veya uzman tavsiyesi yerine geçmez. Buradaki bilgilerin tıbbi tavsiye yerine geçmesi amaçlanmamıştır. Sağlığınızla ilgili konularda ve özellikle teşhis veya tıbbi müdahale gerektirebilecek konularda doktorunuza, sağlık uzmanınıza diyetisyeninize danışmalı ve onların tavsiyelerini takip etmelisiniz.
Sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle…
Comments