top of page
yesil_yazilar_logo

En Çok Okunanlar

BM Hayvancılığın Çevre ve İklim Değişikliğine Etkileri Çalışması: "Hayvancılığın Yıkıcı Etkileri" Raporu ve Son Gelişmeler

Güncelleme tarihi: 27 Şub

Hayvancılığı çevre ve iklim değişikliğine etkileri: Livestock's Long Shadow Raporu

Yazının İçeriği

 

Raporun Önemi

Türkçeye “Hayvancılığın Yıkıcı Etkileri” şeklinde çevirebileceğimiz “Livestock’s Long Shadow” Raporu, 2006 yılında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayımlanan ve hayvancılık sektörünün çevre ve iklim değişikliğine etkilerinin ilk defa küresel değerlendirmesini sunan çok önemli ve tarihi bir rapordur. 

Bu rapor, hayvancılığın çevre ve iklim değişikliği üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, sürdürülebilir tarım ve gıda sistemleri geliştirilmesi için bir uyarı niteliğindedir.

Rapor, ilk defa endüstrinin emisyonlarını ölçmenin yanı sıra, hayvancılık sektörünün oldukça büyük çevre ve iklim değişikliği etkilerine sahip olduğunu ve bunun çevre ve iklim değişikliği politikaları için dikkate alınması gerektiğini ortaya koymuştur. 

Rapor, gidişat bu şekilde devam ederse yıkıcı sonuçları olacağı konusunda ciddi bir uyarıdır. Sonraki yıllarda da, konuyla ilgili birçok çalışma yayımlanmıştır.

Ancak bugün, bu ilk BM raporundan 17 yıl sonra, hala etkin önlemler alınması konusunda engeller mevcut ve hükümetler et ve süt ürünleri tüketiminin ve üretiminin artırılmasını desteklemeye devam ediyor. 

Peki neden? Konu üzerine çalışan Viveca Morris and Jennifer Jacquet’ göre [1]; cevabın bir kısmını, endüstri gruplarının halkın kavrayışını bulanıklaştırmak ve hayvancılık endüstrisinin iklim krizindeki rolüne ilişkin kamu politikasını kendi lehlerine şekillendirmek için uyguladıkları çok sayıda strateji oluşturmaktadır. Hayvancılık endüstrisi, BM’in bu raporunu hızla çürütülmesi gereken bir halkla ilişkiler sorunu olarak tanımlamıştır.

Rapor hayvancılık endüstrisinin neden olduğu dört çevresel etkiye ve bunların çözümlerine odaklanıyor [2]

Hayvancılığın Çevre ve İklim Değişikliği Üzerine Etkileri

1. Toprak Bozumu ve Ormansızlaştırma

Raporda, toprağın bozulması ve ormansızlaştırma ile ilgili konular şu şekilde sıralanmaktadır:

* Hayvancılık faaliyetleri, tüm tarım arazilerinin yüzde 78'ini ve gezegenin kara alanının yüzde 30'unu işgal ediyor.

* Hayvancılık üretiminin genişlemesi, özellikle Latin Amerika'da ormanların yok edilmesinde kilit bir faktördür. Amazon'da ormanlık olan arazinin yüzde yetmişi meraya dönüştürüldü ve geri kalan büyük bir bölümde yem üretimi için kullanılıyor.

* Dünyadaki meraların ve otlakların  yaklaşık yüzde 20’si çoğunlukla aşırı otlatma, baskı (ezme ve sıkıştırma) ve hayvancılığın yarattığı erozyon yoluyla bir dereceye kadar bozulmuştur.

Bu durum, tarımsal verimi düşürmekte; karbon emiliminin azalmasına neden olmakta; toprak erozyonuna yol açmakta, yerel ve küresel biyolojik çeşitliliği tehdit etmektedir.

“Diet For A New America” kitabının yazarı John Robbins’e göre, hayvansal gıdalardan vazgeçen her bir birey her yıl bir dönümlük bir  ormanın yok olmasını engellemektedir.

2. Sera Gazları (Atmosfer) ve İklim

Hayvancılık, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık %18'inden sorumludur (Son yapılan çalışmalarda bu oranın %14.5 olduğu genel kabul görmüştür). Bu oran ulaşım sektöründen (%13.5) daha yüksektir. Ayrıca hayvan sayısı büyüyen et talebine paralel artmaya devam ettiği için sera gazı emisyonları da artmaya devam etmektedir. Raporda, bu emisyonların kaynakları şu şekilde sıralanmaktadır:

*Karbondioksit: Hayvancılık sektörü karbondioksit emisyonu, insan faaliyetlerinden üretilen karbondioksit emisyonunun %9’unu oluşturmaktadır. Özellikle ormanların mera alanlarına dönüştürülmesi bitkilerin ve toprağın karbon depolama yeteneğinin azalmasına yol açmaktadır.

*Metan Gazı: Geviş getiren hayvanların sindirimi sırasında oluşan metan, karbondioksite kıyasla 23 kat daha güçlü bir sera gazıdır ve tüm emisyonun %37’si, insan kaynaklı emisyonun yaklaşık üçte ikisi hayvancılık sektöründen kaynaklanır. Her inek günde 400 litreye kadar metan gazı çıkarabilir.

*Azot Oksit: Karbondioksidin 296 katı küresel ısınma potansiyeline sahip olan ve aynı zamanda asit yağmuruna katkıda bulunan azot oksidin %65’i hayvancılık faaliyetlerinden kaynaklanır. Bu azot oksidin çoğu gübreden ve hayvan dışkısından gelir.

3. Su Kıtlığı ve Kirliliği

Hayvancılık sektörü, tatlı su kaynaklarının önemli bir kısmını tüketir ve kirletir. Hayvancılık endüstrisi, dünyadaki temiz suların üçte birini kullanmaktadır. 

Sığır eti üreticileri, 1 kg. et için yaklaşık 15,415 litre su tüketirken, aynı miktarda tahıl üretimi  için yalnızca 1,644 litre su kullanır. Tavuk eti üretimi bile 4,325 litre su tüketimi ile bitkisel alternatiflerin çok üzerindedir.

PPR tarafından 2009 yılında Fransa'da çekilen “HOME”’da [3] Glenn Close bize, et üretmenin su kullanım verimliliğine göre oldukça korkutucu rakamlarını verir: “Bir kilo patates üretmek için 100 litre su gerekir; Aynı miktarda sığır eti üretmek için 13.000 litre su gerekir. Bu sayıları kalori başına su tüketimine dönüştürerek, patatese kıyasla bir kalori sığır eti üretmenin 75 katından fazla su tükettiğini görürüz” 

Hayvancılık sadece büyük miktarlarda su kullanmakla kalmıyor, aynı zamanda onu kirletiyor. Geleneksel çiftlikte inek atıkları, besinleri toprağa geri döndürmenin bir yolunu temsil eder. Ancak büyük endüstriyel çiftliklerde hapsedilen yüzlerce hatta binlerce hayvan, çiftliğin onları elden çıkarma yeteneğini çok aşan miktarlarda dışkılar. Bu sorun, bazı çiftliklerin tamamen yetersiz kaldırma sistemleri kullanmasına neden olur ve bu da çevresel felaketlere yol açar.

Gübreler, antibiyotikler ve yem üretiminde kullanılan kimyasallar su yollarını kirleterek ötrofikasyona neden olur. Bu da su ekosistemlerini olumsuz etkiler.

4. Biyoçeşitlilik ve Türlerin Yok Olması 

Farklı bitki ve hayvan türlerinin sayısı ne kadar fazlaysa ekosistem o kadar sağlıklıdır. Biyoçeşitlilik havadaki oksijeni koruyan, toprağı zenginleştiren ve arındıran ekosistemleri besler. Güçlü ekosistemler sel ve fırtına hasarlarına karşı korunmaya ve iklimi düzenlemeye yardımcı olur.

Hayvancılık, dünya genelinde habitat tahribatının başlıca nedenlerinden biridir. Ormanların mera alanlarına dönüştürülmesi ve yoğun yem üretimi, birçok türün yaşam alanlarını yok eder. Ayrıca, monokültür yem üretimi, tarımsal biyolojik çeşitliliği azaltır.

Sürdürülebilirlik İçin Çözüm Önerileri

Rapor, hayvancılık sektörünün çevre ve iklim değişikliği üzerindeki etkilerini azaltmak için çeşitli çözüm yolları önerir. Bu çözümler, teknolojik yeniliklerden politika değişikliklerine kadar uzanmaktadır. Önerilen bazı önemli tedbirler şunlardır:

1. Emisyonların azaltılması için teknolojik tedbirlerin alınması,

2.Ormansızlaşmayı önlemek ve biyolojik çeşitliliği korumak için katı düzenlemelerin uygulamaya konulması,

3. Çiftçilere yönelik teşvik programları oluşturulması,

4. Sektördeki sera gazı emisyonlarını sınırlamak için karbon vergileri uygulanması,

5. Sektör üzerindeki talep baskısını azaltmak için daha az hayvansal ürün tüketimine yönelik eğitim programları ve kampanyalar düzenlenmesi,

6. Uluslararası kurumlar ve hükümetlerin, sürdürülebilir uygulamaları teşvik etmek için ortak hareket etmesidir.

Raporun Yayımlandığı 2006 Yılından Bugüne Gelişmeler

Raporun yayımlandığı 2006 yılından bu yana, kritik sorunların devam etmesine rağmen hayvancılık sektörünün çevre ve iklim değişikliği üzerine etkileriyle ilgili farkındalıkta  önemli gelişmeler olmuştur. 

1. Sera Gazı Emisyonları

Son yıllarda metan emisyonlarını azaltmayı hedefleyen yeni teknolojiler ve yöntemler geliştirilmeye başlanmıştır. Örneğin, Avustralya’da Rumin8 adlı bir şirket metan gazı oluşumunu durduran besin takviyesi üzerinde çalışmakta ve yatırım almaktadır [4]

Sektörde karbon azaltımı hedefleri belirlenmeye başlandığı da görülmektedir.

2. Bitkisel Beslenmenin Yükselişi

Bitkisel süt, kültür eti (laboratuvarda üretilen et) ve bitki tabanlı etlere yönelik ilgi artmıştır. Bitkisel beslenmeye yönelik yapılan araştırmalar neticesinde vegan ve vejetaryen diyetler daha yaygın hale gelmiş ve bu da hayvansal ürün talebindeki artışı sınırlamıştır.

Fortune Dergisine göre, 2014-2020 tarihleri arasında her 1000 kişiden 30’nun vegan olduğu Türkiye’nin vegan pazarında yüzde 395 oranında bir yükseliş olmuştur [5]

3. Yeni Politika ve Düzenlemeler

Hükümetler ve uluslararası kuruluşlar, hayvancılığın çevre ve iklim değişikliği üzerindeki etkilerini azaltmayı hedefleyen yeni politikalar geliştirmeye başlamıştır. Örneğin, Yeni Zelanda, iklim değişikliği ile mücadele etmek amacıyla çiftlik hayvanlarının geğirme ve idrar yoluyla ürettiği sera gazlarını vergilendirmeyi önermiştir [6]

Avrupa Birliği, sera gazı emisyonlarını azaltmak için tarım ve hayvancılık sektörüne yönelik katı düzenlemeler getirmiştir. Karbon vergileri ve sürdürülebilir tarım teşvikleri gibi politikalar uygulamaya koymuştur.

Türkiye “İklim Değişikliği Azaltım Stratejileri ve Eylem Planı (2024-2030)” hazırlanmış ve hayvancılık kaynaklı metan emisyonlarının azaltılmasına yönelik hedefler belirlenmiştir. Planla tarım sektörüne ait yedi strateji oluşturulmuştur [7].

4. Teknolojik Gelişmeler

Hayvancılık sektöründe daha sürdürülebilir teknolojiler ve yöntemler benimsenmeye başlanmıştır. Gübrelerin işlenmesi ve atık yönetiminde yenilikçi teknolojiler ile  mera yönetimi ve yem üretiminde daha verimli yöntemler kullanılmaya başlanmıştır.

5. Küresel Farkındalık

2006'dan bu yana çevre ve iklim krizi bilinci önemli ölçüde artmış; daha fazla birey ve kuruluş, çevresel sürdürülebilirlik için aktif adımlar atmaya başlamıştır.

Rapora ve Belirlenen Politikalara Hayvancılık Endüstrisinin Tepkisi 

Yazının başında hayvancılık endüstri gruplarının halkın anlayışını belirsizleştirmek ve hayvancılık endüstrisinin çevre ve iklim krizindeki rolüne ilişkin kamu politikalarını kendi lehlerine şekillendirmek için çok sayıda strateji uyguladığını ve BM raporunu hızla çürütülmesi gereken bir halkla ilişkiler sorunu olarak tanımladığını belirtmiştim. 

Viveca Morris and Jennifer Jacquet’in konuyla ilgili yazdıkları bilimsel makaleye göre; hayvancılık endüstrisi finanse ettikleri araştırmacılar ve akademik merkezler vasıtasıyla hayvancılık ve iklim değişikliği ile ilgili politikaları yoğun bir biçimde etkilemeye çalışmaktadır. Yazarların verdiği bazı örnekler [8]:

  • Hayvancılık üretiminin çevre ve iklim değişikliği karbon ayak izini ölçmek için kriterler, yöntemler ve kılavuzlar oluşturmaya yönelik uluslararası çabaları yönlendirmek,

  • Endüstri gruplarının, 2015-2020 ABD Diyet Kılavuzlarından azaltılmış et tüketiminin ve çevresel kriterlerin hariç tutulmasına yol açtığını söylediği bir kitap yazmak,

  • Yazarlara yönelik kişisel saldırılara katılmak da dahil olmak üzere hem sağlığı hem de sürdürülebilirliği iyileştirmeye yardımcı olacak diyetteki değişimleri önermek için bilimsel araştırmaları sentezleyen 2019 EAT-Lancet Komisyonu'nun raporunu itibarsızlaştırmak için bir sosyal medya kampanyasına liderlik etmek,

Bu çalışmaların çoğu, yazarlara göre, üniversite çalışanları tarafından endüstri çıkarlarını desteklemek amacıyla yürütülen halkla ilişkiler faaliyetleridir. Makalede yazarlar ayrıca, endüstri gruplarının bu akademisyenleri, reklamlarda ve kamuya açık yorumlarda nasıl alıntıladıklarına dair örnekler sunmaktadır.

Rapor Önem ve Önceliğini Korumaya Devam Ediyor

"Livestock's Long Shadow" raporu, hayvancılık sektörünün çevre ve iklim değişikliği üzerindeki etkileri konusunda bir dönüm noktası olmuştur. Bugün, raporun önerdiği birçok çözüm uygulanmaya başlamış olsa da, küresel düzeyde hâlâ yapılması gereken çok şey vardır.

Gelişmekte olan ülkelerde, özellikle Asya'da, artan nüfus ve gelir seviyeleri nedeniyle büyüyen et talebi, Amazon gibi bölgelerde, meralar ve yem üretimi için ormanların yok edilmeye devam edilmesi, biyolojik çeşitliliğin azalması, aşırı otlatma nedeniyle toprak bozulması ve kaybı, su israfı ve kirliliği önemini ve önceliğini korumaya devam etmektedir. 


Faydalanılan Kaynaklar

[1,8] Viveca Morris and Jennifer Jacquet;  Animal Agriculture Industry, US Universities, and the Obstruction of Climate Understanding and Policy

[2] Birleşmiş Milletler 2006 basımı Livestock’s Long Shadow Raporu

[3] HOME Belgeseli

[7] Türkiye İklim Değişikliği Azaltım Stratejileri ve Eylem Planı (2024-2030)

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating

© 2024 Yeşil Yazılar - Tüm Hakları Saklıdır. İçerikler İzinsiz Kullanılamaz ve Çoğaltılamaz.

bottom of page