Stoacı filozof Seneca'nın yaklaşık 2.000 yıl önce yazdığı “Öfke Üzerine” adlı kitap öfkenin doğası ve "öfke kontrolü nasıl yapılır" konusunda yazılmış ilk kitaplardan biridir. Öfkenin doğasına dair Seneca tarafından yapılan tespitlerin hemen hemen tamamı, günümüzde bilimsel araştırmalarla doğrulanmıştır. Bu nedenle Seneca, ilk psikologlardan biri olarak görülmektedir.
Bilişsel Bir Duygu Olarak Öfke
Seneca’ya göre öfke insanlığa çok büyük zararlar vermiş en kötü duygudur ve onu “geçici bir delilik biçimi” olarak tanımlar. Korku, açgözlülük ve kıskançlık gibi diğer ahlaki bozukluklar zihni sadece kışkırtırken, öfke onu yıkar.
Öfkeyi dış unsurlar tayin ettiği için, yaşam öfkeye zemin hazırlayan şeylerle doludur. Böyle olsa bile öfke, asla boyun eğmememiz gereken mantıksız ve sağlıksız bir duygudur ve her bireyin "öfke kontrolü nasıl yapılır" hususunu derinlemesine öğrenmesi gerekir.
Seneca, boş ve ahmakça şeylere karşı öfke duygusuna kapılarak sık sık dinginliğimizi kaybettiğimizi belirtir. Seneca haklı olarak bize, bir şeyi bilerek yapılmadıkça yanlış olarak etiketleyemeyeceğimizi hatırlatır. Bilgisayarınız kasıtlı olarak donmaz; köpeğiniz de size inat evinizi kirletmez. Yani, bilgisayara ya da köpeğe kızmak gerçekten aptalcadır.
Nihayetinde Seneca, öfkenin ahlaki açıdan sorunlu olduğunu savunur. Öfkenin kendimizi korumaya değil, başkalarına verdiğimiz acıya odaklandığına dikkat çeker.
Öfke insan doğasına aykırıdır; sevgi ve iyilik yapma arzusu gibi, insanlığın en iyi tarafını temsil eden olumlu duyguları teşvik etmek yerine bizi yıkıma meyilli düşüncesiz hayvanlara dönüştürür.
Öfke ve Stoacı Duygu Teorisi
Senaca “Öfke Üzerine” eserinde şöyle der:
Hiç şüphesiz, öfke bize haksızlık edildiği izleniminden doğar; ancak mesele şu: Öfke, o izlenim sonucu aniden mi çıkar, zihnin rızası olmadan mı gelişir, yoksa zihnin işbirliğiyle mi canlanır? Bize göre, kendi başına hiçbir şey yapamaz, sadece zihnin rızası ile hareket eder. Çünkü haksızlığa uğradığımız izlenimine kapılmak ve bunun intikamını almak istemek ve haksızlığa uğramamamız ve intikam almamız gerektiği önermesini eşleştirmek, muradımız olmadan, zihnin sırf dürtüleri ile yapabileceği bir şey değildir. (Seneca, Öfke Üzerine)
Bize haksızlık edildiği izlenimi intikam alma arzusu uyandırır. Bu arzu haksızlık yapana zarar verme arzusuna evrilir, çünkü cezalandırılmayı hak ettiklerini düşünürüz. Bugünde genel kabul gören görüş; öfke, bir adaletsizliğin işlendiği veya birinin yapmaması gereken bir şeyi yaptığı fikrinden kaynaklanır.
Öfke bu izlenim sonucu aniden mi çıkar? Burada Stoacıların duygu teorisi işe karışır. Stoacılar duygu dediğimiz şeyi üç geniş kategoriye ayırır: refleks duygular veya proto-duygular diyebileceğimiz ilk duygular, olumsuz veya irrasyonel duygular, olumlu (sevinç, neşe gibi) duygulardır.
Proto-duygular esasen istemsiz duygusal tepkilerdir. Stoacılar ve modern psikoloji, istemsiz duyguların düşünme ve hatta hareket etme yeteneğimizi anlık olarak kontrol altına alabileceğini kabul eder.
Olumsuz duygular ise korku, endişe ve öfke gibi tepkisel haller olarak düşündüğümüz şeyleri kapsar. Stoacılar, bunları en aza indirmekten, hatta silmekten yanaydılar.
Sevinç gibi olumlu duyguların ise rasyonel davranışlarla tutarlı olduğu düşünülür.
Herhangi bir proto-duygu, örtük veya açık bir yargının eklenmesiyle tam teşekküllü bir duyguya dönüşür. Oluşan duygu verdiğimiz yargı sonucudur; yargımız doğru veya yanlış olabilir.
Stoacılar ilk duyguların farkına varmayı; bunların olumsuz duygulara dönüşmesini önlemeyi; mümkün olduğu ölçüde olumlu duyguları artırmayı amaçlamışlardır.
Aklın üstesinden gelen olumsuz duygular, ilişkileri, toplumsal düzeni, dinginliği ve sağlığı yok eden kalıcı, yıkıcı davranışlara yol açabilir.
Öfkenin Üç Aşaması
Bu bilgiler ışığında, öfkenin otomatik olarak şu şekilde ortaya çıkabileceğini öngörebiliriz. Örneğin; trafikte ilerlerken önünüzde bulunan araç, yol hakkı sizde olmasına rağmen size yol vermedi ve acilen yetişmeniz gereken bir iş toplantınız var. Kornaya bastınız, ancak diğer şöför bunu umursamadı. Süreç başlar;
1. Bu durumda vücudunuzda bir ısınma, ellerinizde hafif bir terleme veya titreme hissetmeye başlarsınız. Seneca bunu “sarsıntı” ve “ilk hareket” olarak adlandırır. Bunlar ilk duygulardır.
2. Bunun üzerine hakkınız olan yol önceliğinizin size tanınmaması nedeniyle haksızlığa uğradığınız ve aşağılandığınız yargısı oluşur.
3. İşte bu yargının ilk duyguyu ateşlemesi sonucu büyük bir öfke ortaya çıkar; “geçici bir delilik durumu” başlar. Müteakiben öfkenin patlamasıyla arabanızdan iner, diğer sürücüyle şiddetli bir kavgaya tutuşursunuz.
Öfke Tedavisi: Öfke Kontrolü Nasıl Yapılır?
Yoğun öfke irrasyonel yargılara dayandığından, eğitim ve ruhani alıştırmalarla bu yargılardan ve öfkenin girdabına girmekten kurtulmak mümkündür.
Öfkeyi yenmenin ilk şartı, ikinci aşamada öfke sürecine müdahaledir. Üçüncü aşamaya geçildiğinde artık çok geçtir.
İlk duyguların farkına varır, süreci anlar, yargınızı askıya alıp kendinize bir parça düşünme zamanı verirseniz, aklı devreye sokarak olumsuz duyguların sinsi pençesine düşmekten kendinizi kurtarabilirsiniz ve böylece dinginliğinizi muhafaza edebilirsiniz.
Ancak burada en önemli problem, süreç o kadar çabuk gerçekleşir ki; akıl duygulara yetişemez. Atılması gereken en zor ve kritik adım, ikinci aşamada yargıyı bir nebze ertelemek ve zihne müzakere ve muhakeme imkanı tanımaktır.
Bu kolay ve zahmetsiz edinilebilecek bir alışkanlık değildir. Erteleme sürecinde doğru yargıyı seçmek sabırlı bir çalışma gerektirir. Öfke anlarınızı tahlil ederek yaptığınız hataları görmeniz ve doğru hareket tarzları üzerinde zihinsel çalışmalar yapmanız önemlidir.
Öfkeyi Yenmek veya Yönetme Üzerine Diğer Tavsiyeler
Ayrıca Seneca'nın “Öfke Üzerine” eserinde ilk etapta sinirlenmekten nasıl kaçınılacağına dair pratik tavsiyeleri de var. İşte onlardan birkaçı…
*Stres veya baskı hissediyorsanız biraz müzik çalın veya başka rahatlatıcı aktivitelere katılın.
*Yorgun veya aç olduğunuzda biriyle tartışmaya başlamayın, çünkü huysuz ve üzülmeye daha yatkın olacaksınız.
*İnsanların genellikle ne yaptıkları hakkında hiçbir fikirleri olmadığını anlayın ve dolayısıyla eylemlerini çok ciddiye almayın.
*İnsanların neden ilk etapta sizi rencide etmek isteyebileceklerini kendinize sorun. Genellikle bunun için bir sebep bulamayacaksınız.
*Yanlış şüphelere kapılmayın veya önemsiz konuları abartmayın.
*Olan her şeyi duymaya veya görmeye gerek olmadığını kabul edin.
*Biri sizi sinirlendirirse “ölümün sonunda hepimizi eşitleyeceğini” düşünün. Bu yüzden sinirlenmek yerine daha önemli şeylere odaklanın.
*Seneca’nın bize önerdiği bir diğer teknik, yalnızca öfkeyi etkisiz hale getirmemize yardımcı olmakla kalmayıp, eksikliklerimizi ve yetersizliklerimizi gidermemize yardımcı olabilecek akşam felsefi günlüğüdür.
Seneca yazıyor:
Ruhu her gün incelemek için zaman ayırın. Sextius'un adeti buydu ve her günün bitişinde bunu yapardı. Kendini sorgulardı: "Bugün hangi kötü alışkanlığını iyileştirdin? Hangi ahlaksızlığı kontrol ettin? Hangi açıdan daha iyisin?”
Bu alıştırmayı yapmak, kendini keşfetme ve kendini geliştirme yolculuğu olabilir. Öfkemizi yatıştırabilir ve diğer insanları daha iyi anlamamızı sağlayabilir.
Adalet İçin Öfkeye ihtiyaç Var mı?
Bazıları öfkenin zaman zaman faydalı olabileceğini dile getirse de, Seneca buna itiraz eder.
Seneca öfke ve kızgınlık olmadan da adaletin sağlanabileceğini belirtir. Seneca’ya göre İyi bir adam, babasının öldürüldüğünü veya annesinin tecavüze uğradığını görse bile öfkelenmeyecektir. Ya intikamını alacak ya da bunu beceremiyorsa onları koruyacaktır.
Senaca’ya göre; bizi doğru şeyi yapmaya motive etmek için adalet anlayışımız yeterli olmalı ve öfkeye ihtiyaç duymamalıyız.
Sonuç olarak
Sürekli öfke hali, genel yaşam kalitesini düşürür. Mutluluk ve huzurdan uzaklaşarak, sürekli bir tatminsizlik hali yaratır. İşimize odaklanma yeteneğimizi zayıflatır, üretkenliğimizi azaltır. Bu da hem kişisel hem de profesyonel hayatta olumsuz sonuçlara yol açar.
"Öfke kontrolü nasıl yapılır" konusunu anlamak ve öfkeyi yenmek, bu mümkün olmadığında yönetmek son derece önemlidir. Bu konuda bugün bilimin de kabul ettiği Stoacı yaklaşım ve Seneca’nın tavsiyeleri bize yardımcı olabilir; bu teknik ve tavsiyeler daha sağlıklı, mutlu ve dengeli bir yaşam sürmemize katkı sağlayabilir.
Faydalanılan Kaynaklar:
1.William B. Irvine’ nin Güzel Yaşam Kılavuzu (2022)
2.Donald Robertson’un Roma İmparatoru Gibi Düşünmek (2021)
3.David Fideler’in Seneca ile Kahvaltı (2022)
4.Epiktetos’un Düşünceler ve Konuşmaları (2020)
5.Seneca’nın Ahlak Mektupları (2020)
6.Seneca'nın Öfke Üzerine
7.Massimo Pigliucci’nin Think Like A Stoic (2021)
8.Ward Farnworth'un Stoacılığı Yaşamak (2024)
9.Donald B.Grey’in Stoicism Book of Happiness (2020)
Comments