top of page
yesil_yazilar_logo

Eudaimonia: Stoacı Gerçek Mutluluk

  • Yazarın fotoğrafı: Birol SAĞLAM
    Birol SAĞLAM
  • 6 Eki
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 8 Eki

Gerçek mutluluk, insanlık tarihi boyunca en çok tartışılan kavramlardan biridir. Ancak gerçek mutluluk dediğimiz şeyin anlamı her çağda ve her kültürde farklı yorumlanmıştır.

Antik Yunan felsefesinde bu kavramın karşılığı “eudaimonia” olarak ifade edilir. Bugün sıkça mutluluk ya da “iyi yaşam” olarak çevrilen eudaimonia, aslında yalnızca haz ya da anlık zevklerden ibaret değildir; insanın yaşam amacını, etik duruşunu ve kendi doğasına uygun bir hayat sürmesini içerir.

Bu yazıda, önce “eudaimonia nedir” sorusuna değinecek, ardından “eudaimonia’nın gerçek mutlulukla ilişkisini”, müteakiben Stoacılık öncesi büyük filozofların (Sokrates, Platon ve Aristoteles) bu kavrama nasıl yaklaştıklarını inceleyeceğiz. Sonrasında Stoacıların eudaimonia anlayışını, yani gerçek mutluluğu nasıl tanımladıklarını ele alacak ve yazıyı çağdaş psikolojinin eudaimonia yorumlarıyla bitireceğiz.

Eudaimonia, gerçek mutluluktur

Eudaimonia Nedir?

“Eudaimonia” kelimesi, Antik Yunanca “eu” (iyi) ve “daimon” (ruh ya da içsel ilahi rehber) sözcüklerinden türemiştir. Dolayısıyla kelime kökeni açısından eudaimonia, “ruhun iyi durumda olması” ya da “iyi ruh hali” anlamına gelir. 

Fakat bu kelimeyi modern anlamda “mutluluk” diye çevirmek yetersiz kalır. Çünkü Antik Yunanlılar için eudaimonia; tam olarak gerçek mutluluk, sevinç, insanın serpilip gelişmesi anlamına geliyordu. Bu da her anlamda iyi yaşamak, hayatın tadını çıkarmak ve iyi bir insan olmak demekti. 

Eudaimonia’ya ulaşma yolu ise erdem etiğinden; yani bilgelik, cesaret, adalet, ılımlılık gibi erdemlere uygun yaşamaktan geçer. Antik Çağ filozoflarına göre erdemli bir hayat iyi yaşanmış bir hayattır ve bizi eudaimonia’ya götürür.

Eudaimonia, “nasıl yaşamalıyız?” sorusuna verilen bir yanıttır. Bu açıdan bakıldığında, etik felsefenin merkezinde yer alır. Her bir filozof, eudaimonia’yı farklı bir şekilde tanımlasa da ortak payda, iyi yaşamın erdem ve akıl yürütme yoluyla bulunabileceği fikridir.

Ataraxia: Eudaimonia’nın Ruhsal Boyutu

Ataraxia eudaimonia’nın bir sonucudur. Eudaimonia’ya ulaşma hali ataraxia; ruhun dinginliği, huzursuzluktan uzak olma hali serinkanlılık, sarsılmazlık, kaygıdan arınmışlıktır. 

Aynı zamanda ataraxia denge demektir; dengenizi korur, böylece ne işler iyi gittiğinde çok sevinir, ne de kötü gittiğinde umutsuzluğa kapılırsınız.

Mutluluk ve Gerçek Mutluluk

Robert C. Roberts (Robert C. Roberts kimdir), mutluluk ile gerçek mutluluk (eudaimonia) arasındaki farkı göstermek için ilginç bir düşünce deneyinden yararlanır. Ona göre mutluluk, bir insanın deneyimlerindeki anlık dilimlerin özelliği olan gelip geçici bir his olabilir; buna o “olumlu duygusal an-dilim mutluluğu” (positive affective time-slice happiness) der. Ama bir de “gerçek mutluluk” vardır: kişiye ait olan, yani yaşamın tümüne yayılan mutluluk.

  1. Mutluluk Deneyi

Robert C. Roberts, mutluluk ile gerçek mutluluk (eudaimonia) arasındaki farkı göstermek için “mutluluk makinesi” adını verdiği bir düşünce deneyini kullanır. Bu makine, beynin haz merkezlerini sürekli uyararak kişiye bitmek bilmeyen bir zevk ve tatmin hissi verir. Makineye bağlı kişi hiçbir acı çekmez, sıkılmaz, sürekli haz içindedir. 

Ataraxia ve gerçek mutluluk

Ancak Roberts, böyle bir yaşamın insana özgü bir mutluluk biçimi olamayacağını söyler. Çünkü bu yaşamda anlam, hedef, üretkenlik, ilişki ve erdem yoktur. İnsan, yalnızca haz duyan bir varlık değil; aynı zamanda anlam arayan, değer üreten ve başkalarıyla bağ kuran bir varlıktır. 

Bu nedenle, gerçek mutluluk yalnızca hoş duyguların toplamı değil, insanın yaşamı boyunca sürdürdüğü değerli eylemlerin, amaçlı çabaların ve erdemli davranışların bir bütünüdür. Kısacası, “mutluluk makinesi” bize gerçek mutluluğun (eudaimonia) yalnızca hazda değil, anlamlı bir yaşamda bulunduğunu hatırlatır.

  1. Gerçek Mutluluk ve Erdem Etiği

Aristoteles’in ve çağdaş erdem etiği düşünürlerinin vurguladığı gibi, eudaimonia, yani “insana yaraşır iyi yaşam”, hazza değil, erdemli eylemlere dayanır. Başarı, servet veya statü elbette önemlidir; ancak bunlar tek başına tatmin getirmez. Gerçek mutluluk, kişinin dürüst, cesur, ölçülü ve adil bir yaşam sürmesiyle ortaya çıkar.

  1. Mutlu Olmanın Yolu Verdiğimiz Tepkilerdedir

Mutlu bir yaşam, dış koşullardan çok, bu koşullara nasıl tepki verdiğimizle ilgilidir. Zorluklar karşısında erdemli davranabilmek, içsel bir denge ve huzur yaratır. Bu nedenle, gerçek mutluluğa ulaşmanın yolu; iyi alışkanlıklar geliştirmek, bilgelik kazanmak ve değerlerimize uygun yaşamaktır.

Sonuçta gerçek mutluluk, dışarıdan bulunacak bir şey değil; insanın kendi içinde, erdemli bir yaşam sürerek inşa ettiği kalıcı bir ruh hâlidir. Aynı zamanda gerçek mutluluk sürdürülen hayatı sevmektir. 

Stoacılık Öncesi Eudaimonia Kavramı

Stoacılar, mutluluğu erdem ve akıl çerçevesinde açıklarken, bu yaklaşım tamamen sıfırdan geliştirilmiş bir fikir değildi. Onlardan önce Sokrates, Platon ve Aristoteles gibi filozoflar da eudaimonia’nın ne olduğuna dair derin tartışmalar yürütmüşlerdi.

  1. Sokrates’in Eudaimonia Anlayışı

Sokrates’e göre eudaimonia, insan hayatının en yüksek amacıydı. Ona göre insanlar aslında ne yaparlarsa yapsınlar, nihai olarak mutluluğu ararlar. 

Sokrates, gerçek eudaimonia’nın erdemli bir yaşam sürmekle mümkün olacağını savunur. Erdem ise bilgiye dayanır. Yani bir insan neyin iyi olduğunu bilirse, doğruyu da yapar. Bu yüzden Sokrates; “kimse bilerek kötülük yapmaz” der. Ona göre insanlar sadece bilgi eksikliğinden dolayı kötülük yaparlar.

  1. Platon’un Eudaimonia Anlayışı

Platon,’a göre, eudaihonia akıl tarafından yönetilen ve kendisiyle uyum içinde olan iyi düzenlenmiş bir ruhun sonucudur ve bu tür bir ruhun yaratılması nihayetinde adil ve mutlu bir yaşama yol açar. 

Eudaimonia, ruhun bu üç parçasının uyum içinde olmasıyla gerçekleşir. Akıl rehberlik etmeli, irade aklı desteklemeli, arzular ise denetim altında tutulmalıdır. Böyle bir uyum, insanı erdeme ve dolayısıyla gerçek mutluluğa taşır.

  1. Aristoteles’in Eudaimonia Anlayışı

Eudaimonia kavramına en sistematik yaklaşımı Aristoteles geliştirmiştir. Nikomakhos’a Etik adlı eserinde, eudaimonia’yı “insanın nihai amacı” olarak tanımlar. İnsan hangi eylemi yaparsa yapsın, eninde sonunda gerçek mutluluğu (eudaimonia’yı) hedefler. Dolayısıyla eudaimonia, insan yaşamının yöneldiği en yüksek iyidir.

Aristoteles’e göre eudaimonia, ruhun erdeme uygun etkinliğidir. Bu, yalnızca hazların peşinden gitmek değil, erdemli bir şekilde yaşamak demektir. Hazlar gelip geçicidir; oysa eudaimonia, tüm bir yaşam boyunca süreklilik gösterir. Bu nedenle Aristoteles, gerçek mutluluğu kısa süreli tatminlerden ayırır ve kalıcı bir “iyi yaşam” anlayışı ortaya koyar.

Burada “erdem” (arete) yalnızca ahlaki bir tutum değil, aynı zamanda insanın doğasına uygun potansiyelini gerçekleştirmesidir. Aristoteles, insanı akıl sahibi bir varlık olarak tanımlar. İnsan doğasının ayırt edici özelliği akıldır; dolayısıyla eudaimonia’ya ulaşmanın yolu da aklı erdemli eylemlerle hayata geçirmekten geçer.

Stoacı Eudaimonia (Gerçek Mutluluk)

Stoacılara göre eudaimonia, yani gerçek mutluluk, tamamen erdemli bir yaşam sürmekle mümkündür. Stoacılıkta erdem (arete), bilgelik, adalet, cesaret ve ölçülülükten oluşan dört temel ilkeyi içerir. İnsan bu erdemlere göre yaşadığında, dışsal koşullardan bağımsız bir mutluluğa ulaşabilir.

  1. Dışsal Koşulların Önemsizliği

Stoacılar, zenginlik, sağlık, şöhret ya da toplumsal statü gibi dışsal şeyleri “kayıtsız” (indifferentia) olarak görürler. Bunlar ne mutluluk için gerekli ne de mutluluğu bozacak unsurlardır. Çünkü gerçek eudaimonia, yalnızca kişinin kendi zihninde ve davranışlarında bulunur.

Epiktetos’un dediği gibi: “Bizi üzen şeyler değil, onlara dair düşüncelerimizdir.” Dolayısıyla mutluluk, dış dünyayı kontrol etmekten değil, düşüncelerimizi ve tutumlarımızı kontrol etmekten geçer.

  1. Doğaya Uygun Yaşamak

Stoacılar için eudaimonia aynı zamanda doğaya uygun yaşamak demektir. Buradaki doğa, hem evrenin kozmik düzeni hem de insanın kendi akıl sahibi doğasıdır. İnsan, aklını kullanarak doğanın düzeniyle uyum içinde yaşarsa gerçek mutluluğa ulaşır.

Marcus Aurelius’un Meditasyonlar’da sıkça hatırlattığı gibi, insanın görevi evrendeki yerini kabullenmek, ödevlerini yerine getirmek ve şikâyet etmeden yaşamaktır. İşte bu tavır, stoacı anlamda eudaimonia’dır.

  1. İçsel Özgürlük ve Huzur

Stoacılığın en dikkat çekici yönlerinden biri, mutluluğu tamamen içsel bir özgürlük olarak tanımlamasıdır. Hiç kimse ve hiçbir dışsal koşul, bizim içsel erdemli duruşumuzu elimizden alamaz. Böylece insan, hayatın acılarına, kayıplarına ve belirsizliklerine rağmen huzurlu ve dingin kalabilir.

Çağdaş Psikoloji ve Eudaimonia

Modern dönemde pozitif psikoloji, eudaimonia kavramını “iyi oluş” (well-being) kavramıyla yeniden gündeme taşıdı. Martin Seligman, insan mutluluğunu “hedonik” (haz temelli) ve “eudaimonik” (anlam temelli) boyutlarda ele alır. Ona göre gerçek mutluluk, yalnızca hazlardan değil; yaşamda anlam bulmaktan, güçlü yönleri geliştirmekten ve başkalarına katkı sağlamaktan doğar.

Bugün psikoloji literatüründe “eudaimonik iyi oluş” kavramı, bireyin hayatında değerli gördüğü amaçları gerçekleştirmesi, kendini geliştirmesi ve topluma fayda sağlamasıyla ilişkilendirilir. Bu yaklaşım, Stoacıların ve Aristoteles’in eudaimonia anlayışını modern bilimin diline taşımaktadır.

Sonuç

Özetle, gerçek mutluluk, yaşamın koşullarından çok, bu koşullara erdemli bir biçimde karşılık verebilme becerimizde yatar. Eudaimonia, hazda ya da başarıda değil; erdemli eylemde, bilinçli seçimde ve doğru yaşam biçiminde bulunur.

Sokrates, Platon ve Aristoteles farklı yorumlar sunsalar da, hepsi için eudaimonia insan yaşamının nihai amacıdır.

Stoacılar eudaimonia’yı, dışsal koşullardan bağımsız, tamamen içsel bir erdem anlayışıyla tanımlar. Onlara göre gerçek mutluluk, yalnızca erdemle mümkündür. Günümüzde bile bu yaklaşım, özellikle belirsizlik ve stres dolu yaşamlarımızda derin bir ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.

Faydalanılan Kaynaklar

  1. Erick Cloward "Stoacılık 101"

  2. Sarah Bakewell "Nasıl Yaşanır"

  3. Liezl van Zyl "Virtue Ethics: A Contemporary Introduction"

  4. Stan van Hooft "Eudaimonia: Understanding Virtue Ethics"

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin

© 2024 Yeşil Yazılar - Tüm Hakları Saklıdır. İçerikler İzinsiz Kullanılamaz ve Çoğaltılamaz.

ABONE OLUN, E-POSTA BÜLTENİNE KATILIN

Aboneliğiniz icin teşekkurler!

bottom of page