top of page
yesil_yazilar_logo

İklim Kanunu Teklifi ve Türkiye’de İklim Değişikliği İle Mücadelede Yeni Bir Dönem

  • Yazarın fotoğrafı: Birol SAĞLAM
    Birol SAĞLAM
  • 28 May
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 9 Haz

İklim değişikliği, dünyanın en yıkıcı sorunlarından biri haline gelirken, Türkiye  bu mücadelede önemli bir adım atarak ilk iklim kanunu teklifini hazırladı. 

Peki, Türkiye iklim kanunu neleri kapsıyor?  Bu kanun Türkiye’de iklim değişikliği ile mücadelede nasıl bir yol haritası çiziyor? Bu yazıda, kanunun detaylarını, hedeflerini ve kanuna muhalefet eden grupların gerekçelerini ve uygulanabilirlik tartışmalarını inceliyoruz. 

Türkiye’de İklim Değişikliği İle Mücadelede Yeni Dönem 

İklim Kanunu Teklifi-Kurak Alanda Tek Ağaç Resmi
Türkiye Akdeniz havzasında iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkelerden biridir.

Türkiye’de iklim değişikliği etkileri her geçen yıl daha şiddetli bir şekilde deneyimleniyor.  

Sıcaklıklar her geçen gün artmaya devam ediyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü yayınlarına göre 2024 yılında sıcaklık ortalaması 15.3°C gerçekleşti. 1970-2024 yılları aylık ortalama sıcaklığın 13,3°C olduğunu göz önüne alırsak ortalama artış 2°C’dir.

Türkiye bu ısınmanın; su kaynaklarının azalması, şiddetli kuraklık ve taşkınların yaşanması, orman yangınları ile bunlara bağlı ekolojik bozulmalar gibi yıkıcı yönlerinden etkilenmeye başladı.

Ülkede bu etkileri azaltacak bir yol haritası belirlenmesi konusunda oluşan toplumsal mutabakat ilk iklim kanunu teklifi hazırlanması ile yeni bir dönemi başlattı. 

İklim Kanunu Teklifi  Hazırlık ve Meclis Süreci

Türkiye’de iklim değişikliği ile mücadelede çeşitli adımlar atıldı. Türkiye:

  • 2021 yılında Paris Anlaşması'nı onayladı ve 2053 net sıfır emisyon hedefini açıkladı.

  • Güneş, rüzgar başta olmak üzere yenilenebilir enerji yatırımlarını artırıyor. 

  • Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı ile uyum politikaları geliştiriyor.

Ancak, mevcut politikaların daha sistematik bir yasal çerçeveye ihtiyacı olduğu için Türkiye iklim kanunu gündeme geldi.

Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir adım atarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) ilk iklim kanunu teklifini 20 Şubat 2025 tarihinde sundu ve 26 Şubat TBMM Çevre Komisyonu tarafından kabul edildi. Teklif TBMM Genel Kurulu’na sevk edildi. 

TBMM Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler neticesinde 20 maddelik kanun teklifinin ilk 4 maddesi kabul edildi.

Ancak iklim kanunu teklifine yönelik hem meclis içi hem de meclis dışı tepkiler ve haklı eleştiriler oluştu. Görüşmelerin yapılması 15 Nisan'da ileri bir tarihe ertelendi.

İklim Kanunu Teklifi’nin Amacı, Kapsamı ve Genel İlkeleri

Bu kanunun amacı; yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda Türkiye’de iklim değişikliği ile mücadele etmek olarak belirtiliyor.

İklim kanun teklifi;

  • Sera gazı emisyonlarının azaltımı ile iklim değişikliğine uyum faaliyetlerinin genel bir çerçevesini çiziyor,

  • Bu hususlara yönelik planlama ve uygulama araçlarını düzenliyor.  

Türkiye, Paris Anlaşması ve BM İklim Zirvesi gibi uluslararası platformlarda 2053’e kadar net sıfır emisyona ulaşacağını taahhüt etti. İklim kanunu teklifi, söz konusu taahhütleri iç hukuka taşımayı amaçlıyor.

Teklif; 20 madde ve 2 geçici madde ile iklim politikalarının yasal zemine oturtulmasını, her sektöre özel emisyon azaltım hedeflerinin belirlenmesini öngörüyor.

Sanayi, enerji, ulaşım, tarım ve atık yönetimi başta olmak üzere tüm kritik alanlarda sera gazı emisyonlarının kontrolü ve azaltımı için yol haritası çizmeyi amaçlıyor.

İklim Kanunu Teklifinde Öne Çıkan Hükümler

İklim Kanunu Teklifi yeşil enerjiye önem ve öncelik veriyor.
Net sıfır emisyon hedefine ulaşmada yeşil enerji öne çıkıyor.

1. Net Sıfır Emisyon Hedefi

Kanun teklifi, 2053 net sıfır emisyon hedefi, Ulusal Katkı Beyanı ve İkilim Değişikliği Başkanlığınca belirlenecek strateji ve eylem planları doğrultusunda sera gazı emisyonlarının azaltılmasını öngörüyor. 

2. Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve Karbon Piyasası Kurulu

Kyoto Protokolü’ndeki mekanizmalara benzer şekilde, emisyon ticareti ve karbon  piyasası düzenlemesi getiriliyor.

  • Emisyon Ticaret Sistemi (ETS):

İklim kanunu teklifi kapsamında, Türkiye'de bir Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulması öngörülüyor. 

Bu sistem, sera gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla şirketlere belirli emisyon kotaları tahsis ederek, bu kotaların alınıp satılabildiği bir piyasa mekanizması oluşturmayı hedefliyor. 

ETS'nin yönetiminin, İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından yapılması ve ulusal tahsisat planlaması hazırlanarak tahsisatların dağıtımının gerçekleştirilmesi planlanıyor.

  • Karbon Piyasası Kurulu:

Karbon fiyatlandırma araçlarını belirleme, ücretsiz tahsisatların dağılımına karar verme, açık arttırmaya arz olunacak tahsisat miktarını tespit etme, ETS ile ilgili plan, politika, strateji ve eylemleri belirleme, Uluslararası Karbon Piyasasına konu olacak sektör, proje ve faaliyetlerin tespiti ve bunlara ilişkin sınırlamaları belirleme görevlerini yerine getirmek için Karbon Piyasası Kurulu kurulması öngörülüyor.

3. İklim Değişikliği Başkanlığı

İklim değişikliği strateji ve eylem planlarının hazırlanma sorumluluğu İklim Değişikliği Başkanlığına veriliyor. 

İklim kanunu teklifi Başkanlığa bağlı ilgili kurumlarla koordineli olarak enstitüler ile araştırma ve uygulama merkezleri kurulmasına imkan veriyor.

4. Yerel Eylem Planları

Her ilde İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulları kurularak Yerel İklim Değişikliği Eylem Planları hazırlanması hedefleniyor.

5. Türkiye Yeşil Taksonomisi ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM)

Finansal kaynakları iklim dostu yatırımlara yönlendirmek amacıyla Türkiye Yeşil Taksonomisi’nin kurulması da teklifte yer alıyor. Ayrıca, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile uyum sağlamak amacıyla ulusal bir SKDM kurulabileceği belirtiliyor.

6. İklim Uyum ve Dirençlilik

Şehirlerin iklim değişikliğine uyum sağlaması için yerel eylem planları hazırlanması; su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi için politikalar geliştirilmesi amaçlanıyor.

Çevreci Kuruluşlar ve Akademik Çevrelerin İtiraz ve Eleştirileri

1. Net Sıfır Emisyon Hedefi Yok

Türkiye’nin sera gazı emisyonlarını sıfırlamak için hedeflediği tarih olan 2053’ün kanunda yer almasının gerektiği; aksi taktirde değişen siyasi iktidarlar tarafından bu tarihin değiştirilebileceği ileri sürülüyor.

Türkiye iklim kanununda 2030, 2040, 2050 ve 2053 için açıkça emisyon azaltım hedeflerinin bulunması gerektiği savunuluyor.

2. Fosil Yakıtlara Net Sınır Yok

İklim Kanunu Teklifi-Kömürle çalışna santral resimleri
Atmosfere salınan sera gazlarının büyük bölümü kömürle çalışan termik santral kaynaklıdır.

Teklifin fosil yakıt kullanımını sınırlandırmada yeterince iddialı olmadığı vurgulanıyor. Kanunda kömür, petrol ve gaz kullanımının sonlandırılmasına dair net bir plan yer almıyor.

3. Adil Geçiş Uygulamaları

Teklifte “adil geçiş” vurgusu bulunsa da, finansman kaynaklarının, somut eğitim programları ve iş güvencesi mekanizmalarının ayrıntılı tanımlanmayışı eleştiriliyor. 

Fosil yakıtlardan çıkış sürecinde etkilenecek çalışanlar ve hane halklarına yönelik bir destek mekanizması bulunmuyor.

4. Katılımcılık ve Şeffaflık

Sivil toplum örgütleri, teklifin hazırlık aşamasında yeterli halk katılımı ve şeffaflık sağlanmadığını; yerel yönetimler ile KOBİ’lerin ihtiyaç ve görüşlerinin yasaya tam yansımadığını iddia ediyor.

5. Bağımsız Bilimsel Danışma Kurulu Yok

Kanunun uygulanmasında denetim ve şeffaflığı sağlayacak bağımsız bir Bilimsel Danışma Kurulu bulunmamasının uygulama etkinliğini azaltacağı vurgulanıyor. 

6. ETS Gelirlerinin Dağılımı Adil Değil

Emisyon ticaretinden elde edilecek gelirlerin toplum yararına kullanılmasına dair düzenleme bulunmuyor. Bu gelirlerin, iklim değişikliğinden etkilenen vatandaşların kayıplarını karşılamak için kullanılması gerektiği savunuluyor.

7. Sadece ETS’ye Dayalı Politika Yetersiz Kalabilir

ETS, karbon salınımını azaltmaya yönelik ekonomik bir araç olsa da, enerji dönüşümü, ulaşım, tarım ve sanayi gibi sektörlerde yapısal dönüşüm politikaları olmadan tek başına yeterli olmayacağı; bu sistemin ekonomi genelinde düşük karbonlu bir dönüşümle desteklenmesi gerektiği vurgulanıyor.

Ayrıca “biyolojik çeşitlilik ve doğal ekosistemlerin korunmasının” temel ilke olarak kabul edilmesi, bu doğrultuda karasal, denizel ve sulak alanlarda korunan alanların oranının 2030 yılına kadar en az %30’a çıkarılması hedefinin Türkiye iklim kanununa dahil edilmesi öneriliyor.

Siyasi Partilerin İtiraz ve Eleştirileri

1. Sivil Toplumun Sürece Dahil Edilmemesi

Kanun teklifi hazırlanırken bilim insanlarının ve STK’ların görüşlerinin alınmamış olması iklim politikalarının şeffaflığını ve denetimini zayıflatıyor.

2. İklim Kanunu Değil, Emisyon Ticareti Düzenleme Kanunu

İklim kanunu teklifi bu haliyle bir iklim yasası değil, içeriği ve kapsamı açısından Emisyon Ticaret Sistemi kanunu olma özelliği taşıyor. Kanunun gerekçesinde karbon salımınının azaltılmasının amaçlandığı söylense de teklifte sıfırlama hedefi verilmiyor.

Tam aksine emisyon borsası kurulması, parası olanın istediği kadar emisyon hakkı satın alıp doğayı daha fazla kirletmesinin önü açılıyor. 

Kanun teklifiyle karbon piyasası kurularak karbon alınıp satılan bir metaya dönüştürülüyor. Karbon salınımı bir zenginleşme aracına çevriliyor. Tüccar mantığı ile doğanın ve havanın kirletilmesinden rant elde edilmeye çalışılıyor.

3. Zayıf Eylem Planları ve Üst Kurul Etkinliği

İklim kanun teklifinde Türkiye’de iklim değişikliği ile mücadelede güçlü ve etkin eylem planlarının ortaya konmadığı ileri sürülüyor.  

İşlevi doğru dürüst tanımlanmamış bir üst kurul marifetiyle Türkiye’de iklim değişikliği ile mücadele yürütülmesinin mümkün olmadığı ifade ediliyor.

Türkiye İklim Kanunu Perspektifi

İklim Kanunu Teklifini simgeleten yeşil bir ortam ve hakim tokmağı resmi
Türkiye'nin 2025 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan ilk İklim Kanunu Teklifi, ülkenin iklim değişikliğiyle mücadelesinde önemli bir adımı temsil etmektedir.

Türkiye’nin ilk İklim Kanunu Teklifi, iklim değişikliğiyle mücadelede yasal adım atma noktasında tarihi bir eşik. Teklif, uluslararası taahhütlere uyum, ekonomik teşvikler ve sosyal adalet vurgusuyla güçlü yönlere sahip. 

Ancak fosil yakıt sınırlandırması, adil geçiş uygulamaları ve katılımcılık konularındaki belirsizlikler, tasarının etkinliğini azaltma riski taşıyor. 

Yasalaşma sürecinde tüm paydaşların dahil edilmesi, şeffaf ve katılımcı bir yaklaşımla eksiklerin giderilmesi, teklifin gerçek anlamda “yeni bir dönem” başlatmasını sağlayacaktır.

Türkiye iklim kanunu, ülkemizi sürdürülebilir bir geleceğe taşıyabilir. Peki sizce, Türkiye’de iklim değişikliği ile mücadelede yeterli adımlar atılıyor mu? Yorumlarınızı bekliyoruz!


Faydalanılan Kaynaklar:

1.Çevre, şehircilik ve İklim Bakanlığı Web Sitesi: https://csb.gov.tr/

2.İklim Değişikliği Başkanlığı Web Sitesi: https://iklim.gov.tr/

3.Meteoroloji Genel Müdürlüğü Web Sitesi: https://www.mgm.gov.tr/

5.Basın Haberleri

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating

En Çok Okunanlar

Yaşam ve Bitkisel Beslenme Popüler Yazılar ve Videolar

POPÜLER YAYINLAR

                     Etik ve Felsefe                           Popüler Yazılar ve Videolar

                     Kitaplar                           Popüler Yazılar ve Videolar

                     Araştırma & Deneme                    Popüler Yazılar ve Videolar

© 2024 Yeşil Yazılar - Tüm Hakları Saklıdır. İçerikler İzinsiz Kullanılamaz ve Çoğaltılamaz.

bottom of page