Felsefede ve Yaşamda Gerçek Dostluk
- Birol SAĞLAM
- 23 Haz
- 5 dakikada okunur
Gerçek dostu olmayan ya da yaşamı boyunca gerçek dostluğu hiç tatmamış olan biri var mıdır? Eğer varsa kesinlikle hayatı ıskalamış demektir.
Bundan sadece bir çeyrek asır önce hayat daha yavaş akıyor, insanlar birlikte olmak, dostluklarının tadını çıkarmak için daha fazla zaman ve imkan bulabiliyordu. Fakat şimdi her şeyin maddileştiği dünyada, dotluklar da çıkar ilişkilerine kurban edilmiş durumda.
Günümüzde birçok insan, "arkadaş ve dost" kavramlarına benzer anlamlar yüklüyor. İş arkadaşlığı, yol arkadaşlığı gibi kavramlar gerçek dostlukla bir görülüyor. Halbuki bu iki kavram ebeveynlerimiz için çok farklı manalar ifade ediyordu.

Gerçek dostluk gücünü, karşılıklı saygıdan, kişiler arasında yaratılan dünyanın sadeliğinden, sorumlulukların bilincinde olunmasından ve ilişkinin araçsallaştırılmamasından (ilişkide beklenti olmamasından) alır.
Şimdi Aristoteles’ten başlayarak daha derinlere inelim.
Aristoteles ve Dostluğun Üç Seviyesi
Aristoteles iki bin üç yüz yıl önce üç farklı arkadaşlık biçimi olduğunu ve anlamlı dostluklar olmadan mutlu bir hayat sürmenin mümkün olmadığını yazar. Ona göre, gerçek dostluk mutlu bir hayatın ön koşuludur.
Ünlü eseri Nikomakhos’a Etik’te dostluğun önemini ve doğasını uzun uzun inceler.
Aristoteles en alt düzeyin fayda sağlamaya dayandığını söyler. İş yerindeki arkadaşlıkların çoğu buna örnektir. İş arkadaşınız olur; çünkü birbirinize yardım eder, iş dışında pek fazla görüşmezsiniz. Bunlar sığ ve kısa ömürlü arkadaşlık türüdür.
İkinci arkadaşlık türü karşılıklı hazza dayanır. Bu arkadaşlık yapılan ortak faaliyetten alınan zevk ölçüsünde değerlidir. Birlikte bir grup içinde tiyatroya ya da dağ yürüyüşüne gidersiniz. Birlikte vakit geçirmekten hoşlanırsınız.
Ama en değerli arkadaşlık, yani gerçek dostluk düzeyi, her bireyin diğerinin karakterinde hayran olduğu bir şey gördüğü karşılıklı büyülenmeye dayanır. Bu Aristoteles için en mükemmel arkadaşlık düzeyidir ve içsel hayatınızı bir başkası ile paylaşmayı içerir.
Bu dostlukları kurup devam ettirmek uzun yıllar ve büyük emek ister.
Yaşamda sahip olabileceğimiz gerçek dostların sayısı sınırlıdır. Gerçek dostlar "birbirinin aynası" gibidir.
Aristoteles’in arkadaşlık ve dostluk üzerine düşüncelerini ele alırken kavramların karıştığını benim gibi siz de hissetmiş olmalısınız.
Bireyler arasındaki ilişkinin elzem bir yönünü ifade eden bu kavramlar, Batı ve Doğu medeniyetlerinde birbirinden çok farklı anlamlar taşıyabiliyor; bu da kafaları biraz karıştırıyor.
Dost (Dostluk) ve Arkadaş (Arkadaşlık) Kavramları
Hem Doğu hem de Batı medeniyetlerinde önemli yer tutan arkadaşlık ve dostluk ilişkileri, bu kavramların kullanımı ve anlamları açısından bazı farklılıklar içerir.
Batı medeniyetinde genellikle tanıdıklar, iş arkadaşları, hobileri paylaştığımız kişiler veya sosyal çevremizdeki insanlar arkadaş (friend) olarak görülür.
Dost ise “close friend” kelimesinde karşılığını bulur. Yani dost biraz daha yakın arkadaştır.
Batı medeniyetindeki toplum ve aile yapısını göz önünde bulundurduğumuzda dostluk bir barda içerken içini anlatabileceğin bir arkadaşla sembolize edilebilir.
Doğu medeniyetinde ise "arkadaşlık ve dostluk" kavramları daha farklı ve derinliği olan kavramlardır.
Doğu’da arkadaş, Batı'daki gibi "friend" tanımına uygun düşerken, hemen hemen “close friend” tanımını da karşılar.
Dost ve dostluk ise (kimi zaman "sırdaş", "kardeş" gibi kelimelerle de ifade edilir) neredeyse kutsal bir bağ olarak kabul edilir. Bu, bireysel çıkarların ötesinde, karşılıklı bir kader birliği, can yoldaşlığı ve ömür boyu sürebilecek bir adanmışlık anlamına gelir.
Aynı şekilde Doğu'da dostluk, fedakarlık ve aidiyet kavramlarıyla çok daha sıkı bir şekilde bağlantılıdır.
Böyle söylerken Batı’yı yermek, Doğu’yu övmek gibi bir niyetimizin olduğu düşünülmesin. İnsan ilişkilerindeki normlar ve bu normlardaki değişim tamamen sosyal ve ekonomik ilişkilerle bağlantılıdır. Batı’daki değişim Sanayi devriminden sonra gerçekleşmiştir.
Antik Yunan ve Roma İmparatorluğu'nda “dostluk” çok daha derin anlamlar içeren bir kavramdı.
Bir altyapı kurumu olarak ekonomi ve ekonomik ilişkiler ağı, üstyapıyı yani toplumsal düzeni hem Türkiye’de ve hem de Doğu ülkelerinde hızla değiştirmektedir.
Stoacı Felsefede Dostluğun Önemi
Stoacılar için erdem her şeydir ve tüm eylemlerimiz erdemli olmaya yönelmiş olmalıdır. Dostluk da bu erdemli yaşamın önemli bir parçasıdır; çünkü erdemli insanlar arasındaki bağ, karşılıklı saygı, dürüstlük ve iyilik üzerine kuruludur.
Seneca, "Ahlak Mektupları" adlı eserinde gerçek dostluğa sık sık atıfta bulunur. Gerçek dostluk, karşılıklı çıkar beklentisi olmadan, yalnızca iyilik ve erdem temelinde kurulan bir ilişkidir.
Ona göre, dost bir ruh, zorluklar karşısında bir sığınak ve mutlulukları paylaşacak bir yoldaştır.
Epiktetos için dostluk, dışsal bir iyilikten ziyade, içsel erdemin bir yansımasıdır. Kötü karakterli birinin gerçek ve kalıcı dostluklar kurması zordur; çünkü dostluk, güven ve dürüstlük gibi erdemlere dayanır.
Epikür ise “Dünyanın dört bir yanında dolanarak hepimizi mutluluğun farkına varmaya davet eder. Çünkü ne de olsa, dostluk olmadan mutluluk olmaz.” der.
Epikürcü ve Stoacı filozoflar dostluğun önemi, doğası, değeri üzerine düşünmüş; dostluğu erdemli ve mutlu bir yaşam için vazgeçilmez görmüşlerdir.
Stoacı Felsefede Gerçek Dostluk Nasıl Olmalı?
Stoacılar için her ilişki dostluk olarak nitelendirilemez. Gerçek dostluk, belirli niteliklere sahip olmalıdır:
Gücünü Erdemden Alma: Gerçek dostluk, ancak erdemli insanların işidir. Bilgelik ve adalet gerçek dostluğun temelini oluşturur.
Birlikte İlerleme: Gerçek dostlar karakterlerini geliştirmek ve birlikte ilerlemek için birbirine yardım ederler. Dostlar, birbirlerine karşılıksız sevgi beslerler ve daima birbirlerinin iyiliğini isterler.
Ortaklık: Gerçek dostlar arasında hiçbir şey iyi yada kötü değildir, hayatları müşterektir. Düşünceler ve duygular açıkça paylaşılır ve eleştiriler yapıcı bir şekilde dile getirilir.
Sadakat ve Güven: Gerçek dostlar birbirine güven verir; sırdaş ve kaderdaş olurlar.
Zaman: Zamanla derinleşen ve zorluklara rağmen ayakta kalan ilişkiler, gerçek dostluğun işaretlerindendir. Yüzeysel ve çıkara dayalı ilişkiler gerçek dostluk üretmez.
Seneca, bir dost seçerken aceleci davranmamak gerektiğini vurgular. Çünkü etrafımızdaki insanların üzerimizde büyük etkisi vardır; kötü insanların karakter özelliklerini almak ve bilinçsizce özümsemek kolaydır.
Cicero ve Stoacı Dostluk Anlayışı

Roma döneminin önemli düşünürlerinden Marcus Tullius Cicero (MÖ 106-43), "Dostluk Üzerine” adlı eserinde dostluk olgusunu kapsamlı bir şekilde ele almıştır.
Cicero'ya göre dostluk, hayatın en büyük nimetlerinden biridir ve erdemli insanlar arasındaki uyum ve anlayış üzerine kuruludur.
Cicero, "Gerçek dostuna bakan, adeta kendisinin bir benzerine bakar. Bu yüzden yanımızda olmayan dostlar bile yanımızdadır; yoksullar zengin olur ve zayıflar güçlü; söylemesi zor olsa da, ölü dostlar bile canlı sayılır..." diyerek, dostluğun benzersiz ve değerli bir bağ olduğunu vurgular.
Cicero'ya göre gerçek dostluk, yaşlılıkta bir destek, refahta bir neşe kaynağı ve zorluklarda bir tesellidir. O da Seneca gibi, dostluğun karşılıklı çıkar veya menfaat elde etmeyi beklemeksizin, yalnızca erdem sevgisiyle kurulması gerektiğine inanır.
Montaigne'in Dostluk Felsefesi

Fransız yazarı Michel de Montaigne (MS 1533-1592), "Denemeler" adlı başyapıtında dostluk konusuna önemli bir yer ayırmıştır. Dostluk dört ana temadan (diğerleri alışkanlık, doğa ve bakış açısı) biridir.
Montaigne’in dostluk anlayışı, hem klasik felsefenin (özellikle Stoacılık ve Aristotelesçilik) hem de kendi kişisel deneyimlerinin bir yansımasıdır.
En yakın dostu Étienne de La Boétie ile olan derin ve benzersiz ilişkisi, Montaigne'in dostluk üzerine düşüncelerini şekillendirmiştir.
Montaigne, "Çünkü o bendim; çünkü ben oydu" sözleriyle, gerçek dostluğun derinliğini ve tarif edilemezliğini ifade eder. Bu ifade, Stoacıların vurguladığı birlikte ilerleme ve ortak değerler idealine yakın bir duruş sergiler. Montaigne de dostluğun erdemli insanlar arasında mümkün olduğuna inanır ve çıkara dayalı ilişkileri reddeder.
Montaigne, Stoacıların duygusal tepkilere karşı geliştirdiği katı tutumu eleştirse de, erdem, akıl ve kendi kendine yeterlilik gibi temel Stoacı prensiplere saygı duyar. Dostluk konusundaki vurgusu da, Stoacıların idealize ettiği karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan derin bağlarla örtüşmektedir.
Stoacı Dostluk Felsefesi ve Günümüzde Önemi
Günümüzde, bireyselciliğin ön plana çıktığı bir zamanda, Stoacı dostluk felsefesi yeniden önem kazanmaktadır.
Gerçek ve anlamlı bağlar kurma ihtiyacı, insan doğasının temel bir parçasıdır. Stoacıların vurguladığı erdem temelli, karşılıklı saygıya dayalı ve uzun süreli dostluklar, modern yaşamın getirdiği yalnızlık ve anlamsızlık duygularına karşı bir panzehir olabilir.
Stoacı prensipleri benimseyerek, dost seçimlerimizde daha dikkatli olabilir, ilişkilerimizde dürüstlüğü ve sadakati ön planda tutabilir ve karşılaştığımız zorluklar karşısında daha dirençli olabiliriz.
Dostluğun yalnızca bir çıkar ilişkisi olmadığını, karşılıklı gelişim ve iç huzura katkı sağlayan değerli bir bağ olduğunu hatırlamak, daha anlamlı ve tatmin edici ilişkiler kurmamıza yardımcı olacaktır.
Sonuç: Stoacı Felsefe ve Gerçek Dostluğun Değeri
Stoacı felsefe, dostluğu erdemli bir yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olarak ele alır. Seneca'nın analizleri, Epiktetos'un karakter vurgusu ve burada çok derine inilmese bile Marcus Aurelius'un toplumsal uyum anlayışı, dostluğun Stoacı düşüncedeki merkezi yerini açıkça göstermektedir.
Cicero ve Montaigne gibi düşünürlerin gerçek dostluk üzerine yazıları da, Stoacı ilkelerin farklı dönemlerde nasıl yorumlandığını ve insanlığa nasıl yol gösterdiğini ortaya koymaktadır.
Stoacı felsefenin gerçek dostluğa dair sunduğu ilkeler, kalıcı ve anlamlı bağlar kurmak için bize değerli bir rehber sunmaktadır.
Erdemli olmayı amaçlamak, karşılıklı sevgi ve saygı içinde hareket etmek, aksilik ve zor durumlarda destekleyici tavır takınmak "Stoacı dostluk" idealinin temelini oluşturur. Bu ilkeleri benimseyerek, hayatımıza anlam katan, bizi geliştiren ve iç huzurumuza katkıda bulunan gerçek dostluklar inşa edebiliriz.
Faydalanılan Kaynaklar
1. Cicero, Marcus Tullius, Dostluk Üzerine
2. Epictetus, Söylevler
3. Marcus Aurelius, Kendime Düşünceler
4. Montaigne, Denemeler
5. Seneca, Ahlak Mektupları
Comments