top of page
yesil_yazilar_logo

12 Dakikalık Kitap Özeti

12 dakikalık kitap özeti sayfasına hoş geldiniz. Kitap özetini okuyabilir, PDF formatında indirebilir ve dinleyebilirsiniz. 

Kitapları Nasıl Okumalı - Kitap Özeti

Mortimer J. Adler

Yayın Zamanı  : 

30 Ağustos 2025

Dinleme Süresi:

17:37

Kategori: 

Öğrenme ve Kişisel Gelişim

“Kitapları Nasıl Okumalı" Özeti


Kitap okumanın önemine inanıyoruz; lakin iş okumaya gelince televizyon ve sosyal medyada zaman geçirmek bize daha cazip geliyor. Hatta bugünlerde okumanın eskiden olduğu kadar önemli olmadığına dair yaygın bir his var.


Şunu kabul etmeliyiz; televizyon, internet ve sosyal medya hiç olmadığı kadar hoş vakit geçirmemizi, her haber ve veriye doğrudan erişebilmemizi sağlar. Ancak bu bilgi şişkinliği, bizleri bırakın daha bilge yapmayı, daha bilgili bile kılmış değildir. Acı olan şu ki; bu araçlar düşünmeyi gereksiz hale getirerek ilgilendiğimiz konularda derin anlayış geliştirmemize engel olurlar.


İyi bir okuyucunun kitap okumanın önemine inanması yeterli değildir; O, bunun yanında kitap okuma becerisine de sahip olmalıdır. Bir gemiyi nasıl yöneteceğini bilmeyen kaptanın açık denizde kaybolması gibi, bir kitabı nasıl okuyacağını bilmeyen okuyucu da kelimelerden oluşan bu uçsuz bucaksız bilgi okyanusunda kaybolup gider. İşte tam bu noktada, 1940 yılında yayımlanmasından bu yana okuma sanatına ışık tutan ve bir başucu klasiği haline gelen "Kitapları Nasıl Okumalı" eseri bize yardım edebilir.


Mortimer Jarome Adler ve Charles Van Doren tarafından kaleme alınan bu eşsiz eser, okuyucu-kitap ilişkisinin nasıl olması gerektiğini tanımlıyor. Kitap okumayı pasif bir eylemden çıkarıp, yazarın düşünceleriyle aktif bir diyalog kurma sanatına dönüştürüyor. Bu kitap, size sadece sayfaları çevirmeyi değil, aynı zamanda satır aralarını görmeyi, sorular sormayı, yazarın argümanlarını çözümlemeyi ve nihayetinde o kitabın bilgeliğini kendi hayatınıza entegre etmeyi öğretiyor.


"Kitapları Nasıl Okumalı", dört temel okuma seviyesiyle okurlara yol gösteren bir pusula gibidir. 


Yüzeysel bir incelemeden başlayıp, derinlemesine analitik bir okumaya ve hatta birden fazla kitabı karşılaştırarak yeni sentezler yapmaya kadar uzanan bu yolculuk, zihninizi keskinleştirir ve dünyayı daha derin bir kavrayışla anlamanızı sağlar.


Bu nedenle, eğer kitapların size sunabileceği bilgeliğin tümünü açığa çıkarmak istiyorsanız, bu rehber sadece okunması gereken bir kitap değil, aynı zamanda size en temel becerilerden birini öğretecek bir rehberdir.


Aktif Okuyucu Olmak


Eğer ciddi bir okuyucu iseniz zaman geçirmeden bu kitabı incelemelisiniz.


İlk sayfalarında iyi bir okumanın özünde “aktiflik” olduğunu ve okuma aktifliğinin arttıkça kalitesinin artacağına işaret ediyor. Aktif okumayı, sorular sormak olarak tanımlıyor; herhangi bir kitabı okurken ne tür sorular sorulması gerektiğini irdeliyor ve bu soruların farklı kitap türlerine göre farklı şekilde cevaplandırılması gerektiğini belirtiyor.


Okuma sanatını; okunabilir nesne üzerindeki sembollerle kendi başına çalışan bir zihnin herhangi bir dış yardım olmaksızın, kendi gücüyle kendisini yüceltme süreci olarak tanımlıyor. Burada amaç, zihnin sahip olunandan daha yüksek bir anlayışa ulaşmasıdır.


Bunun olmasını sağlayan beceriye dayalı çalışma, okuma sanatını oluşturan çeşitli eylemlerden meydana gelmektedir.


Kitap, öğrenmeyi bir keşif olarak niteliyor. Cahilce okuyanları, Alexander Pope’nin tabiriyle “kitap yüklü eşekler” olarak niteliyor.


Kitap Okuma Düzeyleri


Bir okurun ne okuyacağını, amacı belirler. Okuduklarının ne kadar etkili olduğunu belirleyen ise okuma yaptığı sırada harcadığı çaba ve gösterdiği beceridir.


Genel olarak kural şudur: Okuyucu olarak bizim gücümüzün ötesinde olan ve bu nedenle de bizi, daha düşük bir anlayıştan daha yüksek bir anlama düzeyine çıkarma potansiyeli taşıyan kitapları özümsemek için ne kadar çaba sarfedersek o kadar iyi okuma yapmış oluruz. Bu çabanın kalitesi ve verimi, bir yerde okuma düzeyleri hakkında bilgi ve becerimize bağlıdır.


Yazar, "kitapları nasıl okumalı" soruşturmasında dört okuma düzeyi öneriyor. Bunlar: Başlangıç okuması, inceleyici okuma, analitik okuma ve sinoptik okuma. Başka bir deyişle dört okuma tekniği var.


Başlangıç okumaları temel okuma yazma ve kelime bilgisini kapsamaktadır. Okur-yazar herkesin yapabileceği basit okuma düzeyidir. Bu düzeyde “Bu cümle ne söylüyor?” sorusuna cevap aranır.

İkinci düzey inceleyici okumadır. İki türe ayrılır; sistematik tarama veya ön-okuma ile yüzeysel okuma.


Bu okuma tekniği kitap hakkında fikir sahibi olmak için yapılır. Sistematik tarama ilk önce kitabın başlığına, arka kapak yazısına, içindekilere, kaynakçasına, dizinine bakılmasından; sonrasında ise giriş, özet, önsöz gibi kısımların ve içindekilerden seçeceğimiz bölümlerden 3-5 arasında paragraf okunmasından oluşur. “Bu kitap ne hakkında? Yapısı nasıl? Bölümleri nelerdir?” sorularına cevap aranır.


Yüzeysel okuma zor bir kitabı anlamadığımız kısımlar üzerine kafa yormadan okumayı içerir. Kitabı ikinci kez okuduğunuzda çok daha kolay ilerlememize imkan verir.


Üçüncü düzey analitik okumadır. Analitik okuma kapsamlı ve tam bir okumadır. Bu okuma açık bir zihinle yazarla karşılıklı bir nevi sohbettir. Kitapta ortaya atılan savların özümsenmesi, tarafsızca yorumlanması ve itirazların açıkça ortaya konmasıdır.


Analitik okumada; kitabın haritasını çıkarmayı, yazarın kavramlarını çözümlemeyi, yazarın verdiği mesajı ve önermeleri net olarak ortaya sermeyi, bu mesaj ve önermelerin kanıtlarını analiz etmeyi, uzlaşı ve görüş ayrılıklarımızın olduğu alanları belirlemeyi, bizce yazarın eksik olduğu hususları tespit etmek ve en son olarak, biz bu kitaba cevap niteliğinde bir yazı yazmaya niyetlensek bu yazı nasıl olurdu, bunun cevabını vermeyi içerir.


Kitapta, analitik okumanın kuralları üç aşamada formüle edilmiştir. Bu kurallar şu şekilde özetlenebilir:


1. Analitik Okumanın İlk Aşaması: Kitabın ne hakkında olduğunu bulma kuralları.

  • Kitabı okumaya başlamadan önce elinizdeki kitabın ne tür bir kitap olduğunu bilin. Konusu ve türüne göre sınıflandırın.

  • Kitabın olabilecek en özlü biçimde tek veya en fazla birkaç cümle ile ne hakkında olduğunu ifade edin.

  • Kitabın ana parçalarını (bölümlerini) ortaya koyun ve bunların bir bütün içerisinde birbirleriyle birliktelik kurarak nasıl düzenlendiğini gösterin.

  • Yazarın çözmeye çalıştığı problem veya problemleri tanımlayın.

2. Analitik Okumanın İkinci Aşaması: Kitabın içindekileri yorumlama kuralları.

  • Önemli anahtar kelimeleri bulun ve bunlar üzerinden yazarın kavramlarıyla uzlaşın.

  • Kitaptaki en önemli cümleleri işaretleyin ve barındırdıkları önermeleri ortaya çıkarın.

  • Yazarın temel savlarını belirleyin.

  • Yazarın hangi problemleri çözdüğünü ve hangisini çözemediğini ortaya çıkarın.

3. Analitik Okumanın Üçüncü Aşaması: Bir kitabı eleştiriye tabi tutmanın kuralları.

  • Yazarla uyuşmadan veya itiraz etmeden önce “anladım” diyebilin.

  • Kavgacı ve uzlaşmaz bir şekilde yazarla görüş ayrılığına düşmeyin; kitabın katılmadığınız bölümleri olduğunda bunu, makul ölçüde yapın.

  • Yaptığınız eleştirel değerlendirmelerin nedenlerini ortaya koyarak bilgi ve salt kişisel görüş arasındaki farkı gözetin.

  • Yazarın nerede bilgisiz olduğunu, nerede yanlış bilgi sahibi olduğunu, nerede mantık hatası yaptığını, analiz ve açıklamasının nerede eksik kaldığını ortaya koyun.


Her kitabı hakkını vererek okumak için üç aşamalı analitik okuma kurallarını okuma eylemine uygulamak önemlidir. Bu kuralları okuma eylemine uygulayanlar çok derinlikli bir okuma yapmayı başarırlar ve okudukları kitapları içselleştirdiklerinden o kitapların yazarlarıyla aşık atabilir hale gelirler. Böylece okuyucu da yazar gibi o alanda otorite olma hakkını elde eder.


Analitik okuma yapmak oldukça zorlayıcı bir okuma biçimidir. Kitapta bu uzun uzun anlatılmaktadır ve bu konu kitabın en değerli bölümleri arasındadır.


Ayrıca kitabın üçüncü kısmında edebiyat, şiir, tarih, felsefe, bilim ve sosyal kitapları okuma konusunda derin tavsiyeler verilmektedir.


Dördüncü düzey sintopik (çoğul) yani çoğul okumadır. Sintopik okuma ise tek kitap üzerinden değil, pek çok kitap üzerinden gitmeyi gerektiren bir okumadır. Sintopik okuma belirli bir konu (kuram, tarih veya tartışma) üzerinden pek çok farklı açı ele alınarak yapılır; bu yüzden de bilimsel ve akademik bir bakış ve amaç gerektirir.


Her türden sintopik okuma için ilk gereklilik, belirli bir soruyla ilişkili olarak birden fazla kitabın olduğunu bilmektir. Genel anlamda ise hangi kitapların okunması gerektiğini bilmek okuma etkinliği için anahtardır.


Okumak ve Zihin Gelişimi


"Ne okunacağı" sorusu, kitapları nasıl okumalı sorusu kadar önemli bir konudur. Okunması gereken kitaplar konusu kitabın son bölümünde ele alınmış. Özetle kitap bu konuda şunları söylüyor;


İlk bölümde bahsedilen nasıl okuma yapacağımız hususunun yanında, okumamızı ileri boyuta götürecek araçlar ise seçeceğimiz kitapların ta kendisidir.


Eğer daha iyi bir okuyucu olmak istiyorsanız, her önünüze çıkan kitap ya da makaleyi okumakla yetinemezsiniz. Eğer bütün okuduğunuz kendi kapasitenizi aşmayan kitaplarsa, bu sizi bir okuyucu olarak ileri götürmeyecektir. Sizi aşan kitaplar zihninizi zorlayacaktır ve zihninizi zorlamadıkça öğrenemezsiniz.


Bu nedenledir ki sadece iyi okuma yapmanız değil; aynı zamanda sizi zorlayacak, zihninizi geliştirecek kitaplar okumanız, sizin için mutlaka okunması gereken kitapları bulmanız da önemlidir.


İyi bir kitap onu okuma çabanızı karşılıksız bırakmaz. En iyi kitaplarsa hayat boyu size bunun karşılığını verir.


Bu karşılık iki türlüdür. Birincisi; iyi, zor bir kitabı layıkıyla okuduğunuzda okuma beceriniz gelişir. İkinci olarak ise; iyi bir kitap size bütün bir dünyayı ve kendinizi öğretir. Bu sayede iyi okumadan çok daha fazlasını yapar ve yaşamın kendisini okursunuz. Daha keskin bir bakış kazanırsınız.


Yazılmış kitapların yüzde doksan dokuzu tek başına okuma becerinizi arttırma konusunda yeterince zorlayıcı değildir. Bunlar için analitik okuma gerekmez. Şöyle bir göz gezdirmek yeterlidir.


Becerinizi geliştirebileceğiniz ve nasıl yaşayacağınızı öğrenebileceğiniz ikinci bir kitap sınıfı vardır. Her yüz kitaptan birinden daha azı bu sınıfa aittir. Bunlar en azından bir kez analitik okumaya değer (Kitabın 1972 yılı basımında EK-A’da, 137 yazardan oluşan okuma listesi vardır).


Eğer beceriniz yeterliyse bir okumada bu kitapların verebileceği her şeyi edinebilirsiniz. Bunlar bir kez okunduktan sonra kitaplığa kaldırdığımız kitaplardır. Kitabı analitik okuma ile bütünüyle kavradığınızı hissedersiniz. İçinde ne varsa almışınızdır.


Birkaç bin olan bu kitaplar içerisinde çok daha az sayıda bazı kitaplar vardır ki, bunları en iyi okumanızla bir defada tüketemezsiniz. Bu kitaplar mutlaka okunması gereken kitaplardır.


Bu kitapları nasıl bilebilirsiniz? Becerinizi sonuna kadar zorlayarak onu analitik bir şekilde okuyup raftaki yerine kaldırdığınızda, için de henüz alamadığınız bir şeyler kaldığına dair inceden bir şüphe duyarsınız. Eksik neyse tam olarak tespit edemezsiniz. Zaten eksiğin ne olduğunu bilseniz geri dönüp analitik okuma ile eksikliğinizi giderebilirsiniz. Kitaba bir daha dönersiniz ve fevkalade bir durum gerçekleşir.


Eğer kitap oldukça az sayıda olan tüketilemez eserlerden ise yeniden ele aldığınızda kitapta bu arada sizinle kendini geliştirmiş gibi gelecektir. Bunu bizler için yapabilecek çok sayıda kitap yoktur. Yazarın tahmini; bu sayının yüzden daha az olduğudur. Fakat bu sayı herhangi bir okuyucu için bunun da çok altında olabilir.


İnsanlar zihinsel güçlerinin dışında pek çok açıdan da farklılık gösterirler. Farklı zevkleri vardır; farklı şeyler birine iyi gelirken ötekine gelmeyebilir. Bu anlamda, belirli kitaplardan oluşan bir listenin sizin için büyük kitaplar olacağı, yani mutlaka okunması gereken kitaplar olacağı görüşünü kuvvetle ileri sürmek uygun değildir.


Tavsiye sadece şu olabilir; sizin, kendiniz için bu türden değer taşıyan kitapların arayışında olmanızdır. Bunlar size okumak ve yaşam hakkında en fazlasını öğretebilecek olan eserlerdir. Bunlar dönüp dolaşıp okumak isteyeceğiniz eserlerdir. Bunlar sizi büyütecek kitaplardır. Bunlar sizin masanızdan hiç kaldırılmayan, hayatınızın her döneminde mutlaka okunması gereken kitaplar listenizdeki eserler olacaktır.


Bunu sizin için hangi kitapların yapabileceğini ortaya çıkarmak için hazırlanmış olan eski bir test vardır. Bir adada mahsur kalacağınızı ve yaşamınızın geri kalanını veya oldukça uzun bir kısmını orada geçireceğinizi baştan bildiğinizi düşünelim. Yaşam malzemelerinden başka yanınıza almanıza izin verilen sadece on kitap var. Hangilerini seçerdiniz? Bir defada tüketebileceğiniz bir kitap seçmek mantıklı görünmüyor.


Adada radyo, televizyon, sosyal medya veya kitap ödünç veren bir kütüphane yok. Sadece siz ve on adet kitap. İşte sizin yaşam kitaplarınız bunlardır.


Televizyon ve sosyal medya gibi gündelik yaşamımız içerisinde etrafımızı kuşatmış olan her türlü teknoloji kaynaklı bilgi ve eğlence kaynağının yapay uyarıcılar olduğunun idraki içinde olmalıyız. Bu yapay uyarıcılar dikkatimizi dağıtmaktan ve analitik beceriyi zayıflatmaktan başka bir işe yaramaz. Biz eğer bu uyarıcıların esiri olmuş isek, entellektüel, ahlaki ve ruhsal olarak gelişmemize ket vurmuş oluruz. Bu nedenle iyi bir okuyucu olmak ve aktif okuma eylemini yaşamımızın bir parçası yapmak, bizi bu yapay uyarıcıların egemenliğinden kurtaracağı gibi zihnimizi canlı ve gelişme halinde tutar.


Okuma Teknikleri Konusunda Başucu Kitabı


“Kitapları Nasıl Okumalı” analitik okumayı hak eden okuma teknikleri konusunda bir başucu kitabıdır. Okuma eylemini daha verimli hale getirmek amacıyla yol gösterme iddiasının yanında, sevdirme ve motive etmede de büyük bir iş çıkarmış görünüyor. Kazandırdığı bakış açısı kitap severler için çok değerlidir.


İlk bölümde bahsedildiği gibi okuyacağımız kitabı başlangıç okuması ile seçebilir, bilgi edinmek için inceleme okumasını, anlayış kazanmak veya anlayışımızı bir üst seviyeye yükseltmek için analitik okumayı, akademik çalışmalar yapmak için sintopik okumayı kullanabiliriz. Verilen okuma teknikleri sizi amacınıza götürecektir.


Kitaptan öğrendiklerimizi bire bir uygulamak yerine edindiğimiz bilgiler ile kendimize ve kişiliğimize uygun bir okuma tekniği oluşturabiliriz. Okuma eyleminde zamanın da belirleyici bir etken olduğunu dikkate almamız gerekmektedir.


Zamanımız kısıtlı ise daha derin ve seçici bilgi edinmek için yüzeysel okuma ile analitik okumanın karışımı bir yöntem kullanabiliriz; elimizdeki kitabın bazı bölümlerinde yüzeysel, bazı bölümlerinde analitik okuma yapabiliriz. Ama nasıl bir yöntem oluşturursak oluşturalım (Ki onlarca yöntem yaratabiliriz) aktif ve odaklanarak okumanın çok önemli olduğunu kabul etmeliyiz.


Belli konularda yoğun ve odaklanmış okumalar yapmak da önemli. Daldan dala atlamadan kavrayışınızı derinleştirmek istediğiniz bir konuda okumalarınızı yoğunlaştırabilirseniz amacınıza ulaşmak kolaylaşabilir.


Ayrıca okumaya girişilen kitapla özel ilişki kurmak, kitabı elimizden bıraktığımızda üzerinde uzun uzun düşünmek, kitaptaki bilgileri günlük yaşamla irtibatlandırmak, aynı kitabı okuyanlarla görüş alışverişinde bulunmak da çok önemli görünüyor…


İkinci bölümden alacağımız ders, ne kadar iyi ve verimli okursak okuyalım okunacak kitap seçimini yanlış yaparsak hedeflenen kazanımları elde edemeyeceğimizdir. İnsan ömrü kısa ve biz mutlaka okunması gereken kitapları bulmalıyız. Okumaya gereken ve okumaya değer kitaplarda yazarın dediği gibi çok az ve seçimi çok dikkatli yapmalıyız.


Bir kitapseverin her yıl 10 ila 12 kitabı analitik okuma tekniği ile, bir bu kadar kitabı da bilgi edinmek için yüzeysel okuma tekniği ile okumayı hedeflemesi oldukça makul bir ölçüdür. Analitik okumalar için iki hafta ayırmak yeterli bir süredir.


Yazarın tüketilemez eserler dediği kitapları tespit etmek çok kolay değil. Böyle kitapları bulmak için yüzyıllardır ilgiye mahzar olmuş, birçok düşünür tarafından incelenmiş eserleri irdelemek faydalı olabilir. Örneğin, Fransız Filozof Pierre Hadot, Marcus Aurelius’un “Düşünceler” kitabını “Günler geçtikçe geri dönerek, o anki ruh halinize en uygun besini arayıp bulabileceğiniz bir kaynak” diyerek bu kategoriye soktuğunu ima ediyor.


Issız bir adaya gitmemize gerek yok. Çağdaş insan zaten dünya adasında mahsur kalmış durumda. İyi kitaplarınız varsa yaşam daha katlanılır hale geliyor.


Son söz olarak, "Kitapları Nasıl Okumalı" tam bir başyapıt.


Emin Özdemir’in dediği gibi: “Okuma, türlü etkenlerin doğamıza vurduğu prangaları kırar, özgürleştirir bizi.”


Aynı şekilde Thomas Jefferson “Özgür insan, okuyan insandır” diyor. Çünkü bilgisizliğin, kör inançların ve saplantıların her türlüsünü yenen güçtür okuma…



© 2024 Yeşil Yazılar - Tüm Hakları Saklıdır. İçerikler İzinsiz Kullanılamaz ve Çoğaltılamaz.

ABONE OLUN, E-POSTA BÜLTENİNE KATILIN

Aboneliğiniz icin teşekkurler!

bottom of page