top of page
yesil_yazilar_logo

Çin Diyeti: Çin Çalışmasından Çıkan Sağlıklı Yaşam İlkeleri

  • Yazarın fotoğrafı: Birol SAĞLAM
    Birol SAĞLAM
  • 2 Eki
  • 7 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 6 Eki

New York Times’ın deyimiyle “Epidemiyolojinin Grand Prix”i olarak anılan Çin Çalışması, beslenme ve hastalık ilişkisini anlamamızı sağlayan, şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı araştırmadır. 1970'te başlayan ve 20 yıl süren bu devasa proje, Çin Diyeti adını verdiğimiz, bitkisel bazlı beslenmenin sağlığımız üzerindeki benzersiz gücünü bilimsel verilerle kanıtlamıştır.

Bu çalışma sadece bir araştırma değil, ne yediğimizle nasıl öldüğümüz arasındaki bağlantıları ortaya çıkaran çığır açıcı bir rehberdir.

Çin Çalışması-Dr.Colin Campbell ve Çin Diyeti
Çin Çalışması en kapsamlı hastalık-beslenme ilişkisini araştıran epidemiyolojik çalışmadır. Çin diyeti ise bu çalışma sonucu ulaşılan verilerle sistemleştirilen en sağlıklı diyetlerden biridir.

Çin Çalışması Nedir?

Çin Çalışması, beslenme ile hastalıklar arasındaki ilişkiyi inceleyen ve bitkisel beslenmenin sağlık üzerindeki etkilerini ortaya koyan dünyanın en kapsamlı epidemiyolojik araştırmasıdır.

Hikaye, 1970'lerin başında Çin Başbakanı Zhou Enlai'nin kanserle mücadelesiyle başladı. Başbakanın emriyle, 880 milyon vatandaşı kapsayan büyük bir kanser araştırması başlatıldı. Bu kapsamlı araştırma, etnik köken aynı olmasına rağmen bazı kanser türlerinin coğrafi olarak inanılmaz derecede farklı oranlarda görüldüğünü ortaya çıkardı.

Bu durum, kanserin genetik bir kader değil, büyük ölçüde çevresel ve beslenme faktörlerinden kaynaklanan bir hastalık olduğunu düşündürdü. Bu tespit, Çinli Dr. Chen Junshi ve Amerikalı beslenme profesörü Dr. Colin Campbell'ı bir araya getiren ana dürtü oldu. Amaçları basitti: Çin'in kırsal kesimlerindeki beslenme kalıplarının, belirli hastalıklardan kaynaklanan ölüm oranlarıyla ilişkili olup olmadığını görmekti.

Böylece Çin Çalışması'nın ikinci ayağı 1983 yılında başladı. Bu proje; İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Fransa'dan bilim adamları ve sağlık kurumlarının katılımı ile gerçekleştirilen ortak bir çalışmaydı.

1980’li yılların Çini, diyet kalıplarını incelemek açısından dünyanın başka hiçbir yerinde eşi benzeri olmayan “yaşayan bir laboratuvar” özelliği göstermekteydi. Bunun nedeni, Çinlilerin tüm yaşamlarını aynı bölgede geçirme ve yaşamları boyunca aynı tür yerel yiyecekleri yeme eğiliminde olmalarıdır. Örneğin, Yangtze Nehri'nin dağlık kuzey kıyısındaki köylüler buharda pişirilmiş ekmeklere ve tatlı patateslere güvenirken, güneydeki zengin tarım arazilerinde sadece 50 mil ötede köylüler tabaklarını pirinçle dolduruyordu.

1983-1989'da araştırmacılar, Çin’in topografik, iklimsel olarak birbirinden oldukça farklı 24 eyaletinin 65 kırsal ya da yarı kırsal bölgesinde insanların nasıl yaşadığı ve öldüğü hakkında bilgi toplamaya giriştiler. Araştırılacak eyaletleri seçerken, bilim adamları yedi farklı kanserden (geniz, özofagus/yemek borusu, mide, karaciğer, kolon, akciğer ve meme) alışılmadık derecede yüksek veya düşük ölüm oranlarına sahip eyaletleri araştırmaya dahil etmişlerdi.

367 değişken hakkında veri toplandı. Her değişken diğer değişkenlerle karşılaştırıldı. 6500 kişiden kan ve idrar örnekleri alındı. Anketler uygulandı. Ailelerdeki tüketim alışkanlıkları gözlendi ve kaydedildi; pazardaki gıda örnekleri analiz edildi.

İş bittiğinde yaşam tarzı, diyet ve hastalık değişkenleri arasında istatistiksel olarak anlamlı 8000’den fazla değişken oluşmuştu. Kapsamlılık, kalite ve benzersizlik açısından eşsiz bir çalışmaydı.

Çalışma Beslenme ve Hastalık İlişkisinde Ne Buldu?

En dikkat çeken ve çalışma sonucunu özetleyen bulgu; belli bir grup hastalık benzer ekonomik ortamlarda meydana geliyordu. Bu hastalıkları “zengin hastalıkları” ve “yoksul hastalıkları” şeklinde iki grup altında topladılar. 

Çin diyeti ve hastalık ilişkisi
Beslenme ve Hastalık İlişkisi

Yoksul hastalıkları genelde bulaşıcı olan hastalıklardı. Zengin hastalıkları ise kronik ve kanser gibi öldürücü hastalıklardı.

Çalışma yoksul hastalıkların altında yatan ana nedenin beslenme yetersizliği, yetersiz hıfzıssıhha ve temiz su eksikliği; zengin hastalıkların altında yatan ana nedenin ise aşırı beslenme (yağ ve hayvansal ürünler açısından zengin) olduğunu gösterdi.

En dikkat çeken ve çalışma sonucunu özetleyen bulgu; belli bir grup hastalık benzer ekonomik ortamlarda meydana geliyordu. Bu hastalıkları iki grup altında topladılar; “zengin hastalıkları” ve “yoksul hastalıkları”. Yoksul hastalıkları genelde bulaşıcı olan hastalıklardı. Zengin hastalıkları ise kronik ve kanser gibi öldürücü hastalıklardı. Çalışma yoksul hastalıkların altında yatan ana nedenin beslenme yetersizliği, yetersiz hıfzıssıhha ve temiz su eksikliği; zengin hastalıkların altında yatan ana nedenin ise aşırı beslenme (yağ ve hayvansal ürünler açısından zengin) olduğunu gösterdi.

Çin Diyeti: Hayvansal Protein Yerine Bitkisel Protein

Çin Çalışması, beslenme ve hastalık ilişkisine dair en net ve tartışılmaz bulguyu ortaya koydu:

  • Kan kolesterolü ve üre nitrojen seviyeleri yükseldikçe, kanser, kalp hastalığı ve diyabet gibi refah hastalıkları da belirgin bir şekilde arttı.

  • Daha da önemlisi, küçük miktarda bile olsa hayvansal gıda alımları (et, yumurta, süt) kronik dejeneratif hastalıklarda önemli artışlarla ilişkiliydi.

  • Diyetimizdeki bitkisel besin yüzdesi ne kadar yüksek olursa, bu hastalıklara yakalanma ihtimali o kadar az oluyordu. Bitkisel besinleri yemenin faydalarının durduğu bir eşik veya durma noktası yoktu.

Bu sonuç, modern beslenme biliminin temel dersini veriyordu: Sağlığın anahtarı, yoğun bir şekilde bitkisel gıdalara yönelmek ve hayvansal gıdalardan uzaklaşmaktır. İşte bu beslenme şekli, çalışmanın özünü oluşturan Çin Diyeti’dir.

Çin Diyeti'ni simgeleyen Çinin Yöresel Yemekleri
Çinin Yöresel Yemekleri

Çin Diyeti ve 8 Beslenme İlkesi: Bitkisel Besinlerden Oluşan Çeşitlilik

Dr. T. Colin Campbell’ın Çin Çalışması, beslenme ve hastalık ilişkisini ortaya koyan en kapsamlı çalışmalardan biridir. Bu bulgular, günümüzde “Çin diyeti” veya “bitki temelli beslenme” anlayışına ilham olmuştur. Campbell, elde ettiği sonuçları (Kaynak: The China Study kitabı) sekiz temel ilke halinde özetler. Bu ilkeler yalnızca hangi gıdaların sağlıklı olduğunu değil, sağlıklı beslenme bilimine nasıl yaklaşılması gerektiğini de gösterir.

1. Sağlıklı Beslenme Gıdaların Bütününden Gelir

Modern beslenme çoğunlukla tek bir vitamin ya da minerale odaklanır. Oysa “bitkisel beslenme” yaklaşımı, yiyeceklerin bütünsel etkisine vurgu yapar. Bir elma yalnızca C vitamini değildir; lif, antioksidan ve fitokimyasallarla bağışıklığı destekler. Sağlıklı yaşam için işlenmemiş ve doğal gıdalar tercih edilmelidir.

2. Takviyeler, Gerçek Gıdaların Yerini Tutmaz

Kalsiyum veya multivitamin kapsülleri, bitki temelli diyet kadar koruyucu değildir. Araştırmalar, süt ürünleri tüketen toplumlarda osteoporoz oranının düşük olmadığını, aksine arttığını göstermiştir. İhtiyacımız olan mikro besinler meyve, sebze, baklagil ve tam tahıllardan sağlanabilir.

3. Hayvansal Protein Kronik Hastalıkların Tetikleyicisidir

Çin diyeti araştırmalarının en çarpıcı sonuçlarından biri, hayvansal gıdalar ile kanser ve kalp hastalıkları arasındaki güçlü ilişkidir.

  • Hayvansal protein tümör gelişimini hızlandırır.

  • Kalp damarlarını tıkar.

  • Oysa bitkisel protein bu etkileri göstermez.

Protein ihtiyacını et yerine baklagillerden, tahıllardan ve sebzelerden karşılamak en güvenli yoldur.

4. Bitkisel Gıdalar Çok Yönlü Koruma Sağlar

Bitkisel beslenme yalnızca bir hastalığı değil, birçok kronik rahatsızlığı önler. Meyve ve sebzelerdeki antioksidanlar hücreleri korur, tam tahıllar obeziteyi engeller, yeşil yapraklı sebzeler kemik sağlığını güçlendirir. Campbell’ın ifadesiyle: “Ne kadar çok bitki temelli gıda, o kadar çok sağlık.”

5. Genetik Kader Değildir – Beslenme Genleri Açıp Kapatır

Genetik yatkınlık tek başına belirleyici değildir. Bitkisel beslenme ile genlerin olumsuz etkileri baskılanabilir. Deneylerde düşük proteinli (bitkisel) diyetle kanser gelişimi yavaşlamıştır.

6. İyi Beslenme Hastalıkları Önler ve Tersine Çevirir

Klinik deneyler, vegan beslenme tarzına yakın bir şekilde yağsız ve bitkisel diyetle kalp damar tıkanıklıklarının geri açılabileceğini göstermiştir. Diyabet ve obezite gibi hastalıklar da bu yöntemle büyük oranda kontrol altına alınabilir.

7. İyi Beslenme Bütün Bedeni İyileştirir

İlaçlar tek bir hastalığa odaklanırken, bitki temelli diyet bütüncül etki sağlar. Kolesterol düşerken, bağışıklık güçlenir, hormon dengesi kurulur, enerji artar.

8. Bütüncül Bilim, İndirgemeciliğe Üstündür

Beslenmeyi tek tek moleküllerle anlamak yanıltıcıdır. Örneğin balıkta omega-3 vardır ama aynı zamanda ağır metaller içerir. Gerçek çözüm, takviyeler değil, bitkisel gıdaların bütüncül etkisidir.

Campbell’ın sekiz ilkesinin özeti şudur:

  • Bol miktarda meyve, sebze, baklagil, tam tahıl, kuruyemiş ve tohum tüketin.

  • Et, süt ürünleri, yumurta gibi hayvansal gıdalardan uzak durun.

  • İşlenmiş gıda, şeker, tuz ve ilave yağ tüketimini en aza indirin.

Bu yaklaşım, yalnızca kilo kontrolü için değil, uzun ömürlü, enerjik ve sağlıklı bir yaşam için en güçlü stratejidir. Çin diyeti ve bitkisel beslenme, modern bilimin de desteklediği en güvenilir yaşam tarzı seçimlerinden biridir.

Kanser, Hayvansal Protein ve Protein Miti

Çin Çalışmasının en net bulgularından biri, hayvansal kaynaklı gıdalar ile kanser arasındaki güçlü ilişkiydi. Araştırma sonuçları, hayvan deneylerinden gelen bulguları doğruladı:

  • Hayvansal protein kanseri teşvik ederken, hayvansal proteini bitkisel protein ile değiştirmek, normal hücrelerin kanserli hücreye dönüşmesi sürecini durdurabilir.

Peki bu kadar çok bitkisel gıda yediğimizde yeterli proteini alabilir miyiz? Çalışma, bu yaygın endişeye de bilimsel bir yanıt getirdi:

  • Protein, diyetimizdeki kalorinin yalnızca %8-10'unu oluşturmalıdır.

  • Çeşitliliği bol olan bitki bazlı bir diyet, (ekmek, brokoli, sebzeler) ihtiyaç duyulan proteini fazlasıyla sağlar. Yetersiz protein almak, neredeyse imkansızdır.

Araştırmanın Lideri Dr. Colin Campbell Kimdir?

Çin Araştırması'nın ABD baş araştırmacısı Dr. Campbell, etsiz sütsüz bir diyetin bilimsel savunucularından biri olma ihtimali düşük bir adaydı. Kitabında ve yaptığı mülakatlarda; "Bir süt çiftliğinde büyüdüm ve bol miktarda et ve yumurta yedim" diyor ve ekliyor: "Doktora tezimi hayvansal proteinin daha verimli bir şekilde üretilebilmesi üzerine yazdım, böylece daha hayvansal bazlı yiyecekler yiyebilirdik.”

Ancak 1960'larda beslenme araştırması yapmaya başladığında, et tüketiminin bu savunucusu, aslında hayvansal ürünlerde mümkün olduğunca düşük bir diyetin çok daha sağlıklı bir seçim olduğuna ikna oldu. "Sadece bilimsel kanıtların bana gösterdiğine dikkat ediyordum" diyor. Şimdi diyeti %98'in üzerinde vejetaryen; O ve karısı Karen, esasen bitki bazlı bir diyetle büyüyen beş çocuk yetiştirdiler.

Beslenme Biyokimyası Profesörü olan Dr. Campbell, Amerikan Kanser Araştırmaları Enstitüsü / Dünya Araştırma Fonu'nun Kıdemli Bilim Danışmanıdır. 300'den fazla bilimsel yayın da dahil olmak üzere birçok başarısı arasında, Ulusal Bilimler Akademisi'nin meyve, sebze ve kepekli tahıl tüketiminin artırılmasını öneren Diyet, Beslenme ve Kanser hakkındaki dönüm noktası raporunun ortak yazarlarından biriydi.

Colin Campbell’in 2005 yılında oğlu ile yazdığı Çin Çalışmasını anlattığı kitabı “The China Study”, iki milyon satış rakamına ulaşarak bilim dünyasını şaşkına çevirmiştir.

Çin Çalışmasına İtirazlar

Çalışmaya itirazlar da oldu; halen de oluyor. İtiraz edenler böyle çalışmaların belirli yiyecekleri veya besinleri kolayca izole edemeyeceğini veya belirli bir gıda ile belirli bir sonuç arasında net nedensel bağlantılar kurulamayacağını iddia ediyorlar. Çevresel koşullar gibi rol oynayabilecek diğer faktörleri ortadan kaldıramayacağını savunuyorlar. Bu tür gözlemsel çalışmaların korelasyonlar çizdiğini; örüntüleri ve eğilimleri ortaya çıkardığını, ancak korelasyonun nedenselliğe eşit olmadığını belirtiyorlar.

Sigara ve kanser arasındaki ilişkiye dair kanıtların epidemiyolojik çalışmalardan geldiğini ve tütün endüstrisinin “korelasyon nedensellik değildir” argümanını yıllarca işine gelmeyen çalışmaları çürütmek için kullanmaya çalıştığını hatırlamakta fayda var.

Sonuç: Çin Diyeti En Sağlıklı Diyettir

C.Campbell “Ne kadar çok hayvansal protein tüketirsek o kadar çok kronik hastalıklara yakalanırız” diyerek çalışmanın temel bulgusunu tek cümlede topluyor. The China Study adlı kitabında Çin Çalışmasında ulaşılan sonuçları özetliyor:

“Çin Projesinin en çarpıcı bulgularından biri, hayvansal gıdalar ile kanser arasındaki güçlü ilişkiydi. Batılı hastalıkların en güçlü belirleyicilerinden birinin kolesterol olduğunu bulduk. Düşük kan kolesterol seviyeleri, daha düşük kalp hastalığı, kanser ve diğer Batı hastalıkları oranlarıyla bağlantılıydı.... Kan kolesterol seviyeleri 170 mg / dl'den 90 mg / dl'ye düştükçe karaciğer, rektum, kolon, akciğer, meme, mide, yemek borusu, beyin kanserleri ve lösemi (hem yetişkinlerde hem de çocuklarda) azaldı. Kanseri önlemek için sadece birkaç küçük diyet değişikliği yapmak yeterli değildir. Bitkisel gıdalara yönelmeye ve hayvansal gıdalardan uzaklaşmaya yönelik büyük bir değişimin çok daha büyük faydalar sağlaması muhtemeldir.”

Çin Çalışmasının temel bulguları kısaca şu şekildedir;

  1. Yoğun bir şekilde hayvansal gıdalar tüketen insanlar en şiddetli kronik hastalıklara sahipti.

  2. Nispeten az miktarda hayvansal bazlı gıdalar bile olumsuz etkilerle ilişkilendirildi.

  3. Bitkisel gıda tüketimi yüksek olan insanlar en sağlıklı olanlardı ve kronik hastalıklardan kaçınma eğilimindeydiler.

Çin Çalışmasının sonucunu tek cümle ile özetlemek gerekirse; bitkisel beslenmeden oluşan Çin diyeti insanoğlu için en sağlıklı beslenme şeklidir.


Faydalanılan Kaynaklar:

1. T.Colin Campbell,(1996), The China Project: Revealing the Relationship Between Diet and Disease

2. T.Colin Campbell, (2005), The China Study

3. John Mackey, (2017), The Whole Foods Diet; The Lifesaving Plan For Health And Longevity

4. John Robbins, (2006) Health At 100.

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin

© 2024 Yeşil Yazılar - Tüm Hakları Saklıdır. İçerikler İzinsiz Kullanılamaz ve Çoğaltılamaz.

ABONE OLUN, E-POSTA BÜLTENİNE KATILIN

Aboneliğiniz icin teşekkurler!

bottom of page